- Koşulsuz Sevgi - https://www.kosulsuz-sevgi.com -

TARİH ÖNCESİNİN ŞİFRESİNİ ÇÖZME (GÖBEKLİ TEPEDEKİ SÜTUNLARDAKİ SEMBOLLER)

TARİH ÖNCESİNİN ŞİFRESİNİ ÇÖZME

Martin Sweatman [1]

5 Ağustos 2019

Dünyanın ilk megalitik tapınağı, MÖ 10,000 Göbekli Tepe her şeyi değiştiriyor. Giza’nın Büyük Sfenksi yalnızca kayıp bir uygarlığı ima ederken, Göbekli Tepe alternatif bir evrene kapıyı açıyor – Graham Hancock gibi yazarların varsayımlarının muhtemelen gerçeğe ortodoks arkeologlardan daha yakın olduğu bir evren.

Göbekli Tepe, resim Wikipedia’dan (Teomancimit [CC BY-SA 3.0])

Hancock’un Tanrıların Sihirbazları kitabında Göbekli Tepedeki Sütun 43’ün yorumunu görür görmez, onun inanılmaz önemli bir şeyin üzerinde olabileceğini biliyordum. Kitabında Paul Burley’den gelen bir mektubu okuduğunda evreka anını (ani beklenmedik keşif anı) tanımlıyor. Bu sütunun ana paneli üzerindeki Akbaba/Kartal sembolü ile Yay takım yıldızımız arasındaki benzerliği, ayrıca akrep sembolü ile Akrep Burcu arasındaki görünür benzerliği ilk fark eden Burley idi.

Sütun 43’ün kopyası, Şanlıurfa Müzesinde.

Onun ve Burley’in, bu sütunda akbaba/kartalın kanadı üzerinde süzülen daire sembolünün güneşi temsil edebileceği ve bu nedenle ekinoksların presesyonunu kullanarak bir tarihi şifreleyebileceği görüşü ile eğlenebilecek olmama rağmen, her ikisinin ileri sürdüğü gibi kış gündönümündeki güneşi temsil edemeyeceğini biliyordum. Bunun nedeni ima edilen tarihin, MS 2000, hiç anlamı olmamasıydı. Göbekli Tepenin insanları neden gelecekte çok uzaktaki bir tarih ile ilgilensinler? Kendi zamanlarında çok daha fazla baskı uygulayan kaygıları vardı.

Burley ve Hancock Göbekli Tepeyi yorumlamanın anahtarını sunmuş olabilmelerine rağmen, aydınlanma sigaralarından henüz bir nefes çekemedikleri anında benim için açıktı. Her durumda, şifresi çözülen sadece bir kaç sembol ile, Sütun 43 üzerindeki semboller ve takım yıldızlarımız arasındaki görünür uyuşmalar tesadüf olabilirdi (Graham ayrıca bu panelin sağındaki balık olan eğilmiş kuşun Ophiuchus (yılancı) takım yıldızını sembolize edebileceğini düşünüyordu).

Ortodoks Görüş

Elbette, astronomi tarihinin geleneksel görüşünün ölçüp biçilecek önemsiz durumları vardı. Bilginlerin genel olarak takım yıldızların Batılı setinin MÖ 2 nci veya 3 ncü binyılda Mezopotamya bölgesinde icat edildiğinde ısrar ettiklerini biliyordum. Onların hesaplarına göre, Göbekli Tepe yaklaşık 7,000 yıl kadar yaşlıydı.

Ama aynı zamanda bu zaman ile ilgili atıflarda hatırı sayılır ölçüde belirsizlik olduğunu biliyordum. En kadim Mezopotamya astronomik kayıtları nadirdir ve aslında takım yıldızların icadını tanımlamaz. Bunlar yalnızca o zamanda bilinen takım yıldızları listelerler. Bundan dolayı takım yıldız setimizin bilindiği en son zamanı dökümante ederler, daha erken zamanları değil.

Yine de bu, sonraki aşamada araştırmam gerektiğini bildiğim bir şeydi. Eğer Sütun 43 gerçekten takım yıldızlarımızın en erken bilinen kaydını sergilediyse, o zaman bir şekilde bu bilgi Mezopotamya’ya, bunu izleyen binlerce yılda bize kadar sızmış olmalı. Ve bu kendi başına çok ilginç bir problem.

Ancak, birincil kaygım takım yıldızlarımızın geleneksel olarak düşünülenden çok daha eski olabileceği inanışına ters düşen olasılığı değildir, çünkü ‘geleneksel’ bilimin nadiren bilimsel ve kolayca hatalı olduğunu biliyordum. Aslında, bir bilim insanı olarak, geleneği yıkan kanıt için sürekli ‘fırsat kolluyorum’.

Bu şaşırtıcı olabilir. Bazı insanların düşündüğü şeyin aksine, bilim insanları genel olarak komplo oluşturmanın parçası değildirler. Bilim insanları için en iyi sonuçlar geleneksel görüşü doğrulayan sonuçlar değil, çelişkili, muhalif veya açıklanamaz olan sonuçlardır. Eğer bakmaya cesaret ederseniz, burası en çok kazanılacak yerdir.

Bu nedenle, takım yıldızlarımızın Göbekli Tepe’de sunuluyor olabileceği olasılığı, benim için bir arıya çiçek açmaya benziyordu. Bu araştırmak zorunda olduğum bir şeydi. Bir kaç gün içinde, bir kaç arkadaşımın yardımı ile ve tam şaşkınlığımla, Sütun 43’ün şifresini çözdüm. Kesinlikle ekinoksların presesyonunu ve aşina olduğumuz takım yıldızları kullanan bir tarihi temsil ediyor. Ama kartal/akbabanın kanadı üzerindeki daire-güneş ile temsil edilen tarih, muhtemelen 10,800 – 10,900 civarındaki Yaz Gündönümüne karşılık geliyor. Çok önemli bir şekilde, bu tarih Younger Dryas Çarpma Olayının tarihine çok yakın (YDIE).

Uygarlığın Orijini

Hancock bu yıkıcı olayı kitaplarında tartıştı ve takip eden Neolitik devrim olarak bilinen uygarlığımızın şafağında önemli bir rol onayabileceğini ileri sürdü. Aslında, uzun zamandır o zamanlardaki bu doğadaki felaketsel olayın savunucusudur. Gerçekte, Göbekli Tepe’nin bu olay için somut delil olduğu görünüyor – olanların açıklamasının asıl tanığı.

Benim görüşüm, Sütun 43’ün bu çok önemli olayın bir tür anıtı olduğudur ve belki de Göbekli Tepe dünyanın ilk ‘üniversitesi’ veya Göbekli Tepe’de kazılara başlayan Klauss Schmidt’in söylediği gibi ‘bir yenilik merkezi’. Muhtemelen, Göbekli Tepe bir çok şeyi ifade ediyordu, buna derin astronomik bilgiler ve bu kozmik çarpma olayının travmasından oluşan yeni türde organize bir din dahil. Ayrıca bir çok insanın, hem gökleri gözlemek, atalarını hatırlamak ve hem de geleceklerini korumak için ritüeller uyguladıkları bir yer olduğu görünüyor. Bu aktiviteler ile, yeni nesiller eğitiliyordu ve bu bilgileri aktarmaları talimatı veriliyordu.

Kesin motivasyonları ve olayların tam sırası ne olursa olsun, tüm umudun ötesinde başarılı oldukları görülüyor. Dinlerinin ilham ettiği zirai devrim Avrasya’ya ve Kuzey Afrika’ya yayıldı. Gerçekte, Nostratik varsayımlara göre, Göbekli Tepe muhtemelen dünyanın çoğunluğunun benimsediği bir yaşam tarzının ve dilin orijinini temsil ediyor. Kadim Mezopotamya’ya ve Mısır’a, Avrupa ve Hindistan dahil doğu Asya’ya ilham verdiği görülüyor. Bu bölgelerden, dünyanın şu andaki dillerinin ve geleneklerinin çoğu türedi.

Bu içgörüler önemli ve derin iken, Göbekli Tepenin şifresini çözmek sadece bundan daha açığa vurucu. Şaşırtıcı şekilde, onun şifresinin çözülmesi geçmişi araştırmanın bütünüyle yeni bir yolunu açıyor. Bunun nedeni, şimdi şifresinin çözülmesine başladığımız Göbekli Tepede kullanılan sembollerin Göbekli Tepe’ye eşsiz olmamasıdır. Gerçekte, bu sembollerin zaten belki 30,000 yıldır kullanılmakta olduğu ortaya çıkıyor ve 10,000 yıldan fazla kullanımdalar.

Kadim Zodyak

Hayvan sembolleri neredeyse baktığımız her yerde apaçıktır. Kadim Mısır ve Mezopotamya’dan, Yontma Taş Devrinde Lascaux ve Chauvet mağaraları ve Batı Avrupa’da Fransa ve Almanya’dan Hindistan’a ve muhtemelen Güney-Doğu Asya’nın ötesine kadar, bu semboller geniş bir zaman ölçeğinde zamanı ve astronomik olayları kaydetmek için kullanılmaktadır.

Fransa Chauvet mağarasındaki aslan resimlerinin kopyası, muhtemelen 34,000 – 35,000 yıl önce ilkbahar ekinoksunda Yengeç takm yıldızını temsil ediyor.

Bunu biliyoruz, çünkü geçen yılın sonunda, Alistair Coombs’un yardımıyla, bilimsel anlamda en azından Batı Avrupa mağarasında bu hayvan sembollerinin Göbekli Tepe’deki aynı takım yıldızı olayı ile aynı yorumlanabileceğini kanıtladım, ki bunlar bugün kullandığımız aynı takım yıldızlar. Elbette, sembollerin bazıları 40,000 yılda müdahaleler ile değişti. Örneğin, en azından 30,000 yıldır kedigiller sembolünün Yengeç takımyıldızını temsil etmek için kullanıldığı görülüyor ve bunun gibi büyükbaş hayvan sembolü Oğlak takımyıldızını temsil etmek için kullanıldı. Ancak son 9,000 yılda bir noktada, bu semboller görünüşe göre Aslan ve Boğa takım yıldızlarını temsil etmek için değiştirildi. Bunun neden, nerede ve ne zaman gerçekleştiği şu anda bilinmiyor ve daha ileri araştırma konusudur.

Gerçekte, bu hayvan sembollerinin Avrasya’nın geniş bir bölgesinde bu kadar çok uzun süre kullanılmakta olması nedeniyle, bunların Amerikalara yollarını bulabildikleri görülüyor. Bu nedenle, yaklaşık MÖ 1,500 – 0’da Olmek ve Maya’nın Jaguar Savaşçılarının da, bu periyot sırasında yaz gündönümü takım yıldızı olan Yengeç takım yıldızı ile ilişkili olduklarını ileri sürmek mantıksız değildir. Ve belki de daha sonraki Aztek uygarlığının Kartal savaşçıları, o zamanlar kış gündönümü takım yıldızı olan Yay burcu ile ilişkiliydi.

Amerikalarda durum ne olursa olsun, Avrupa Yontma Taş Devri mağara sanatında, Göbekli Tepede ve diğer Cilalı Taş Devrinde Mezopotamya ve Kadim Mısırda kullanılan hayvan sembollerinin bugün kullandığımız aynı takım yıldızları veya çok benzer olanlarını temsil ettikleri şimdi oldukça açıktır.

Dahası, bu kadim insanların ekinoksların presesyonunun çok farkında olduklarını ve bunu çok uzun zaman ölçeklerinin kaydını tutmak için kullandıklarını gösterdik. Örneğin, yaz gündönümü takım yıldızı Yengeç’te olduğu zaman, bu insanlar aslanlar veya leoparların resimlerini yapıyorlardı ve ilkbahar ekinoksu takım yıldızı Oğlak’ta olduğu zaman, bizon veya yaban öküzü resimleri yapıyorlardı.

Bu yeni içgörünün bir çok akademik disiplin için derin imaları var. Astronomi tarihi üzerine ders kitapları korkunç biçimde yanlış ve tarih öncesi kültür ve buzul çağı sanatı üzerine ders kitaplarının radikal şekilde güncellenmesi gerekir.

Burçlar ile ilgili tarihlendirme

Bu yeni keşifler aynı zamanda son derece faydalıdır ve araştırmada bir çok tamamıyla yeni yönlere götürür. Örneğin, şimdi kadim el yapımı eserlerini tarihlendirmek için bu hayvan sembollerini kullanabileceğimiz ortaya çıkıyor ve hatta bunların şifreledikleri mesajları okumaya çalışabiliriz. Örneğin, muhtemelen hepsinden en ünlü mağara sanatı olan Lascaux Shaft Sahnesini düşünün. Bir duvarda iç organları onun altından sarkan, mızrak ile delinmiş bir boğa görüyoruz, onunla birlikte bir gergedanın yanındaki bir çubuk üzerinde oturan bir kuş. Ölmekte olan boğa, kendisi de ölmekte olduğu görülen maske taşıyan bir adama bakıyor. Bu sahnenin arka duvarında bir at var.

Kadim burçlarımıza göre, bu semboller sırasıyla Oğlak, Terazi, Boğa ve Aslanı temsil ediyor. Birlikte, bu sahne için MÖ 15,300-15,000 arasında bir tarih sunuyorlar, ki bu diğer yöntemler ile elde edilen tarih aralığından çok daha kesin ve daha doğrudur.

Ama bu sahne ne anlama geliyor? Neden hem Oğlak takım yıldızı ve adam ölmekte? Ve, her durumda, bir takım yıldızı bir mızrak ile nasıl delinebilir?

Bu sahne, eğer harfi harfine yorumlansaydı biraz anlamı olur, ama Younger Dryas çarpmasından bir kaç bin yıl önce Taurid meteor akışı tarafından bir diğer kuyruklu yıldız çarpması olarak görüldüğü zaman, mükemmel anlamı olur. Aslında, MÖ 15,000’de, Taurid meteor akışı boğa tarafından temsil edilen Oğlak takım yıldızı yönünden yayıldı. Bu nedenle belki de ölmekte olan bir adam ve dört hayvan sembolü olan bu sahne Göbekli Tepe’deki Sütun 43 ile neredeyse özdeş anlama sahiptir, ki Sütun 43’de de dört önde gelen hayvan sembolü ve başsız bir adam var. Benzerlik ikna edici ve kesinlikle tesadüf değil.

Lascaux Shaft Sahnesi

Lascaux Shaft Sahnesi

Indus Vadisi uygarlığının parçası olan kadim Mohenjo-daro harabelerinde bulunan Pashupati Mührüne gidelim. Bu, Hint-Avrupa bölgesinde bulunan bir sembol olan, oturan boynuzlu tanrının en erken bilinen vuku bulmalarından birini tasvir eder. Mührün geleneksel tarihlendirilmesi oldukça kesin değildir, onu Bronz Çağı periyotlarından birine yerleştirir. Ama yeni burçlar kuşağımız ile, onu çok daha doğru bir şekilde tarihlendirebiliriz. Burada yine dört hayvan var – sırasıyla Oğlak, Terazi, Aslan ve Boğa burçlarını temsil eden boğa (veya bufalo), fil (veya mamut), kaplan ve gergedan. Bu zamanda bunu Kuzey Hindistan’da görmek çok ilginç, kedigil sembolü Aslanı temsil etmek için önceden değiştirildi, boğa Oğlakı temsil etmeye devam etti. Fil/mamut Teraziyi temsilinde kuşun yerine geçti, ki Avrupa Yontma Taş devrindeki mamut resimleri ile tutarlıdır.

Pashputi mührü

Gerçekte, bu dört sembol Lascaux Shaft Sahnesinde tasvir edilen aynı dört takım yıldızını temsil ediyor, Pashupati Mührünün tarihi tam olarak büyük yılın yarısı, yaklaşık 13,000 yıl, Lascaux’dan daha sonra. Bundan dolayı MÖ 2,000 civarı tarihine sahip. Şimdi bu mühürdeki hayvan sembollerinin şifrelerini çözdüğümüz için, Indus Vadisi el yazmalarının anlamına ipucu sağlayabilir – bu mührün tepesindeki semboller. Aslında, bir diğer kadim el yazmasının şifresini çözmenin eşiğindeyiz.

Kadim Mısır tanrılarının orijini

Son olarak, hanedan öncesi Mezopotamya ve Mısır’dan ortaya çıkarılan iki önemli vazoyu göz önüne alın.

Uruk Vazosunun kopyası, Bergama Müzesi (Einsamer Schütze [CC BY-SA 3.0])

Abydos ‘Akrep Kral’ın mezarından elde edilen vazo (Quibell, James Edward, 1867-1935; Green, F. W; Petrie, W. M. Flinders (William Matthew Flinders), Sir, 1853-1942

Uruk Vazosu MÖ 3200 civarına tarihleniyor ve üst seviyede tanrılara taşınan yiyecekler ile bir festivali tasvir ediyor. Bunun, o zamanlarda muhtemelen Mezopotamya’daki en önemli ilah olan İnanna’nın kutlanması olduğu düşünülüyor. Ayrıca üstte iki hayvan sembolü görüyoruz, her biri bir kaidenin üzerinde duruyor. Aslında, şimdi bu ‘kaideleri’ gün batımı sembolleri olarak yorumlayabiliriz, aynen Göbekli Tepe’deki Sütun 43’ün tepesindeki ‘el çantası’ sembolleri gibi, destekledikleri hayvanların aslında burçlara ait semboller olduğunu belirtiyor. Kadim burçlara göre, bu zamanda Mezopotamya’da aslan Aslan burcunu ve dağ keçisi Yaz ve Kış Gündönümlerinde Kova burcunu temsil ediyor. Bu nedenle, bu vazo için MÖ 3,300-1,800 tarih aralığını öne sürüyoruz, ki bu geleneksel tarih ile iyi uyuşuyor.

Alttaki vazo önemli bir insanın mezarından ortaya çıkarılmış, kadim Abydos’ta belki bir savaşçı-kral. Hiyerogliflerin erken formuna bazı benzerlikleri olan bu vazodaki hayvan sembolleri Mısır bilimcilerin bunun mitsel ‘Akrep Kral’a ait olduğu yorumunu yapmalarına yol açtı, hanedan öncesi Yukarı ve Aşağı Mısırı birleştirmekten sorumlu olduğu düşünülen savaş lordlarının haleflerinden biri. Bunun nedeni, tepedeki şahin (veya Horus) sembolünün çoğu zaman hanedan zamanlarında bir Kralın veya Firavunun isminden önce gelmesidir.

Ancak alttaki ördek/kaz bu yorumda ihmal ediliyor. Ama, kadim burçlarımız ile, şimdi bu sembollerin bir tarihi temsil ettiğini okuyabiliriz. Aslında, ‘şahin, akrep, ördek/kaz’ sıralaması pratik olarak Göbekli Tepe’deki Sütun 43’ün ana panelindeki hayvan sembollerinin dikey sıralaması ile aynıdır – ‘kartal/akbaba, akrep, ördek/kaz’. Bu vazodaki yatay çizgi muhtemelen ufku temsil ediyor ve bu nedenle MÖ 3,500 civarının tarihini sunuyor, ki bu aynı zamanda bu vazonun geleneksel tarihlendirilmesine uyuyor.

Aslında, bu yorumda, kadim Mısır ilahlarının bazılarının nasıl türediğini görmeye başlıyoruz; orijinal olarak, bunlar burçlar ile ilgili semboller idi. Örneğin, Horus, Anubis, Hathor, Set, Thoth ve Sekhmet muhtemelen sırasıyla Yay, Kurt, Oğlak veya Boğaz, Kuzey Kova, Balık ve Aslan veya Yengeçten türedi. Ayrıca yazının orijininin karmaşık hikayesine bir diğer ipliğin örtüsünü kaldırdık – çok muhtemel olarak en erken kökler astronomik sembolle gösterimde bulunuyor.

Bu kadim sembollere başlangıç içgörüsünü sağladıkları için Hancock ve Burley’e teşekkür edebiliriz. Onların ilk adımları benim ve başka bir kaç kişinin Dünyadaki en büyük bulmacalardan birini çözmemizi sağladı ve şimdi faydalarını kavramaya başlıyoruz. Tarih öncesinin perdesini geri itmeye başladık ve hatta dev hayvanların bir çok türlerinin karalarda dolaştığı son Buzul Çağında derinlerden gelen insanların düşüncelerini bile okuyabiliriz. Gizem ve kaos zamanının kilidi açılıyor.

(Çeviri: Saffet Güler)

Decoding Prehistory [2]

 

Graham Hancock’un İlgili Makalesi (Young Drayers, Göbekli Tepe)

Kanıt, Göbeklitepe’deki Sütun 43’ün 13,000 yıl önce çarpan bir kuyruklu yıldızı tasvir ettiğini ileri sürüyor [3]