- Koşulsuz Sevgi - https://www.kosulsuz-sevgi.com -

BARBARA ANN BRENNAN İLE YAPILAN BİR SÖYLEŞİ

TRANSFORMATION, TRANSCENDENCE, TRANSFIGURATION

Transformation : Dönüşüm ; şekil değişimi

Transcendence : Aşkınlık ; deneyüstü

Transfiguration : Şekil ve suretin değişmesi

Atmosfer bilimcisi Barbara Brennan, NASA ‘nın Washington D.C. deki Goddard Uzay Uçuş Merkezinde çalışırken bir “Tanrı ‘yı Arayış” (Search for God) çalışma grubuna katıldı ve odaklanması dış uzaydan iç uzaya kaydı. Bu hayat – değiştiren deneyimden psişik hassaslık, iki nirengi noktası olan kitap “Işığın Elleri ve Işığın Ortaya Çıkışı” ve klinik ve hastanelerde görevli olan bir çok doktorları ve hemşireleri de kapsayan enerji şifacılarını eğiten Barbara Brennan okulu ortaya çıktı. Şimdi dünyaca ünlü bir şifacı ve öğretmen olan Brennan, Edgar Cayce ‘nin enerji – temelli Tanrı kavramını ilerletiyor. Yazar Judy Pen. ile yapılan bu görüşmede, spiritüel arayıcıların Yüksek Benliklerine ve Tanrısal olan ile birlikte – yaratmaya bilinçli olarak uyandığı üç aşamayı tartışıyor.

SORU : Kitaplarınızı okurken, sizin çalışmanız ile Edgar Cayce ‘ninki arasında bir çok karşılıklı ilişkiye çok şaşırdım.

YANIT : 1966 da ilk katıldığım grup A.R.E. çalışma grubu idi. Cayce ‘den çok derin etkilendim. Onun malzemesi benim için onaylama idi, çünkü çocukken auraları görürdüm ve spiritüel dünyaya her zaman çok bağlıydım. Edgar Cayce ‘nin spiritüelliği, içinde büyümüş olduğum kilisenin öğrettiği katı spiritüellikten çok daha duygulandırdı. Kilisem davranış kuralları ile ilgilenirdi ; Cayce ise İlahi olan ile , Tanrı ile direkt bir bağlantı ile ilgiliydi. Bu benim için çok daha önemliydi. Çalışma grubunda meditasyon yapmaya ve deneyimler yaşamaya başladım.

SORU : Meditasyonda ne oldu ?

YNT : Dışarda, zemine oturuyordum ve güzel vizyonlar görmeye başladım. Sanıyorum melekleri görüyordum. İlk onaylanan vizyon, çalışma grubunda bulunan biri ile birlikte gördüğüm vizyondu. Onun adı Iris idi ve onu grupta tanıdım ve bazan dışarı çıkıp birlikte meditasyon yapardık. Aynı vizyonları görürdük, bu çok önemliydi.

SORU : Sizinki gibi bilimsel bir zihin için ?

YNT : Evet, şüphesiz. Grup vizyonları. Aynı şeyi görmek. Bu benim için çok heyecan vericiydi. Ayrıca, ölmüş olan biriyle ölümünden hemen sonra bir deneyimim oldu. Bu kişi intihar etmiş, benim etrafımda idi, beni izliyordu, çünkü onu görebilen tek kişi bendim. Ama onu tanımadım, çünkü çok karanlıktı. Korktum ve Iris ile birlikte meditasyon yapmak için dışarı çıktım. Birlikte meditasyon yaptık ve o gördüğüm şeyi onayladı. Bu kişiye şifa verdik.

SORU : Şifanın gerçekleştiğini hissettiniz mi ? Ya da bir şekilde onun gerçekleştiğini gördünüz mü ?

YNT : Onu gördüm. Meditasyon sırasında o kişi, auramın alt bölümüne tutunmuştu. Onun kim olduğunu çıkaramadım. Sadece bu karanlık figürü gördüm. Meditasyon yaptık ve onu beyaz ışıkla bedenimden uzaklaştırdım ve korkumu tamamen yendiğimde, ona koşulsuz sevgi gönderdim. O bir ışık demeti içinde yukarı doğru yükseldi. Iris odanın bir köşesindeydi, ben de diğer köşesinde. Meditasyondan birlikte çıktık, kimse bir zil çalmadı veya bir şey yapmadı ve Iris gördüğüm şeyi tamamen tarif etti.

SORU : Ondan sonra yolunuz sizi nereye götürdü ?

YNT : Çalışma grubunda 2 veya 3 yıl kaldıktan sonra Washington ‘daki New Age Enstitüsünde bioenerji çalıştım. Oradaki öğretmenlerden biri kördü, ama aurik alanı görebiliyordu. Bize alanın nasıl görüleceğini öğretiyordu. Onun tanımladığı her şeyi görebiliyordum. Alanı görmenin başka bir onaylanması idi.

SORU : Aurik alanla bu çalışmaya Goddard ‘da başladınız değil mi?

YNT : Evet. Temel bilimle bir çok çalışmadan sonra, bu prensipleri benim kendi algı duyularıma uygulamaya başladım. Goddard, yeryüzüne farklı dalga frekanslarında bakan uydu enstrumanları geliştirmek üzerine çalışıyordu. Varsayılan aurik alanın orada olmadığını görmeye başladığımda onun farklı frekanslarda olduğunu ve içimdeki farklı duyguların onu görüyor olduğunu anladım. Aurik alanda gözlemlediğim fenomen tutarlılık gösteriyordu.

SORU : Onun gerçek olduğunu böyle mi anladınız ?

YNT : Tabii ki. Eğer bilimsel bir tutarlılık gösteren bir fenomen gözlenirse, o gerçek haline gelir. Ve tekrar tekrar, aurik alanda gözlenen gördüğüm şey tutarlılık gösteren bir fenomendi. O gelişigüzel, sadece bir kez meydana gelen ayrılmış bir fenomen değildi.

SORU : Ve böylece meditasyon yaparken ve daha sonra bir masaj terapisti ve bioenerji şifacısı olarak insanlarla çalışırken, alanda neden ve sonucu mu görüyordunuz ?

YNT : Evet, o anda enerji akışı insanın bilinci ile direkt olarak ilişkili idi.

SORU : “Işığın Ortaya Çıkışı” adlı kitabınızda, öğretmesi en zor olan şeyin şifa teknikleri olmadığını, ama kişinin teknikleri öğrenmeye hazır olması için kişisel gelişimin öğretilmesinin zor olduğunu söylüyorsunuz. Sizin meydan okumalarınızın bazıları nelerdi ?

YNT : Ben yoksunluk, yoksulluk, suistimal ve izolasyonun(tecrit/yalnızlık) olduğu bir ailede doğdum. Bütün bunların hepsine sahiptim ve bu tür acıları başkalarında çok çabuk tanırım. Bir şifacı olmak için, kişinin acıyı deneyimlemesi gerekir ; bu gerçekten eğiticidir ve şüphesiz, kişi hayatta kalmak için bir yol bulmalı. Bundan dolayı çok becerikli idim.

Oldukça erken ana rahmine düşüşümü ve doğumumu hatırladım ve perdeler arasında biraz çözülmeye sahiptim. Ama bu tür çocuk terbiyesi ayrıca perdeleri çözer, çünkü kişi kendi başına hayatta kalmak için güçlenir. Hayvanlarla ve doğa ile bir oldum. Sohbet edebildiğim yer buydu. Ayrıca yapılacak çok iş vardı. Bir çiftlikte yaşadığım için, ilkokulda iken çalışmaya başladım. Kolejdeyken günde 30 sent kazanmak zorundaydım.

SORU : Bu tür bir hayat için bağışlama ile ilgili ne söylersiniz ?

YNT : Bu çok önemli, çünkü böyle bir hayatı yaşamanın tek nedeni, önceden onunla ilgili negatif inançlara sahip olmaktır. Kişi bu negatif inançları ortaya çıkarmalı. Ben bunu kendim için yaptım ve bir bedene sahip herhangi bir insan gibi hala yapmaya devam ediyorum.

SORU : İçsel gelişme işleminiz bağışlama ile mi başladı ?

YNT : Önce, işlemin nasıl fonksiyon yaptığını keşfetmeniz gerekir. Yaptığınız ve düşündüğünüz her şeyin hayatın nasıl olduğu ile ilgili bilinçsiz negatif inançlara dayalı olduğunu anlamalısınız. Eğer yoksulluk içine doğmuşsanız, olası olarak bolluk inancınızla ilgili meydan okumaya çağırılıyorsunuz. Eğer suistimal içine doğmuşsanız, suistimal ile ilgili inançlarınıza meydan okumaya çağırılıyorsunuz, vs.

SORU : Böylece, bunu genişletmek için, negatif inançlarımızla yüzleşmek için enkarne olduğumuzu söylüyorsunuz. Bu Cayce ‘nin görüşüyle de uyuşuyor. O her şeyin ruh bedene damgalandığını söylemişti ve sizin geldiğiniz yer bu.

YNT : Damga yoluyla geri gelirsiniz, ama o bundan daha fazlasını içerir. O sadece son hayat süresi değildir, çünkü damganın tüm kısmı vardır. Geçmiş hayatlarda yoksulluktan ölmek, geçmiş hayatlarda bir kadın olarak erkekler tarafından suistimal edilmek, orduda bir erkek olarak suistimal görmek, değişik kültürlerde tonlarca dini eğitim gibi geçmiş hayatların izleri vardır.

SORU : Astrolojide olduğu gibi, zaman, damgada bir rol oynar mı ?

YNT : Mutlak olarak. Ana rahmine düşme anı astrolojik olarak önemlidir. Doğduğunuz an etrafınızda bir enerji vardır ve annenizin karnından çıktığınızda tüm evrensel enerjilere ilk kez maruz kalırsınız. Deneyimlediğim her şey kartımda görünüyor, 15 yıllık çok meydan okuyucu, çok mutsuz, suistimal dolu bir evlilik. Görüyorsunuz, eğer bunu öğretmek istiyorsan, onun içinde olmadığını iddia edemezsin. Hepimiz hep birlikte onun içindeyiz. Önce kişisel çalışma işi olmadan aydınlanmayı iddia eden herhangibirini ciddi olarak sorgularım.

SORU : Evet, bir kişi iyileştirir ve bir şifacı olur. Siz ve sizin öğrencileriniz ruhun aurik alanına damgalanan şeylerin ve fiziksel bedenin şifa bulmasına yardım ediyorsunuz. Ve ruh beden en sonunda, tekrar geri dönmeye ihtiyaç duymayana kadar yükseliyor mu ?

YNT : Bu soru spiritüel dünyadan fiziksel dünyayı ayıran perde perspektifinden. Perde bugün çözülüyor. Uyanış, aydınlanma veya yükseliş, fizikseli terketmekle ilgili değil. Yükseliş tamamen fizikseli ve daha yüksek spiritüelliği bütünlemektir. Böylece kişi daha çok yükseldikçe herşeyi daha fazla tutabilir (içine alabilir).

Görüyorsun, uyanış ışığı ve karanlığı tutmakla ilgili – hepsini tutmak ve hepsini merkeze, boşluğa absorbe etmek.

SORU : Onu dengelemek mi?

YNT : Sadece dengeleme değil. O, etkin olarak yanlış anlamaların ve negatif inançlarınla – yaradılışın kalıntıları/döküntüleri – yaratmış olduğun şeylerin hepsini almak ve onu bedeninizin merkezinde bulunan çekirdek (Öz) yıldızın **(core star) içine çekmektir. Çekirdek yıldızın tam merkezinde bir boşluk vardır. Herşeyi buraya koyarsınız, yaratıcı dalga üzerine geri sıçraması ve tekrar yaratılması için.

SORU : Bu “uyanmış” hayatta mı?

YNT : Evet, çünkü bilincini genişletiyorsun. O genişleyen bir realitedir. Ona beyin dalgaları terimlerinde bakarsın. Beynin dalgalarının frekanslarını artırdığında, onları daha genişletmiş olursun. Aşağı doğru düşük olan tüm yol delta ve sıfıra ; yukarı doğru yüksek olan tüm yol gamma ışınlarına, ölçebildiğimiz en yükseği.

SORU : Bu titreşimi artırdıkça, hala bu fiziksel bedene sahip olunur mu ? İçinde yaşamış olacağımız plan bu mu ?

YNT : Artık bir plan olmayacak. Ayrılık yoktur. Gerçekte değişen şey, fiziksel olan ile kendi özdeşleşmemizdir. Eğer çekirdek özünüzde merkezlenirseniz, sınırların illüzyonu çözünecektir. Aslında, sınırlar gerçekten yoktur, ama aşamalardan geçmek ve nasıl yaşayacağımızı öğrenmek zorundayız. Eğer tamamen ilahi Ben’inizde merkezlenirseniz bir sınıra gereksiniminiz olmaz. Diğer olarak tanımladığınız, mevcut sınırınızın dışındaki herhangibir şey basitçe o anda kendinizdeki sınırlandırmadır.

Ve şüphesiz bu, andan ana değişir. Bu sınırdan dışarı atmış olduğunuz herhangibir şey gerçekte sahiplenmediğiniz ve dışarı atmış olduğunuz kendi Ben’inizdir.

Kaotik bir şeyin hiçbir yerden gelmediğini söylediğinizde, hiçbir yer sizsiniz. Kaos basitçe, onun nasıl gerçekleştiğini anlamamanızdır. Bundan dolayı o kaotik görünür.

SORU : Öyleyse, bütün birikinti / kalıntı /enkazları başka deyişle blokları, insan enerji alanında barındırırız ?

YNT : Evet, bu, transfigürasyon olarak adlandırılan şeydir. Herkes bunun nasıl yapılacağını öğrenebilir. Kalıntıyı alırsın ve değiştirmek için onu çekirdek yıldıza (core star) çekersin. Onun sana ait olmadığını söyleme, çünkü bu senin gücünü azaltır ve o yere bir sınır koyar.

SORU : Biz transfigüre – olduğumuzda (şekil değiştirdiğimizde) nerede olacağız ve ne göreceğiz? Bu bizim bir sonraki enkarnasyonumuzda mı olacak yoksa tüm var olan ile birleştiğimizde mi ?

YNT : Birleştiğimizde. Tüm enkarnasyonlar tam şimdidedir. (Hepsi aynı anda yaşanmaktadır) Hepsi şimdi buradadır. Geçmiş, gelecek, hepsi.

SORU : Yüksek Ben dediğimizde o zaman, çekirdek yıldız, ruh olarak yaşayan daha yüksek frekanslı boyutlardaki kendimizin o kısmı ile henüz birleşiyoruz ?

YNT : Doğru.

SORU : Bu mistik transfigürasyon bedenden daha fazla söz eder misiniz ?

YNT : Önce, üç T ‘den sözetmemiz gerekir. Trasformasyon, transandans ve transfigürasyon. Transformasyonal çalışma, fizyolojik olarak nasıl fonksiyon gördüğünüzü ve erken çocukluk ve geçmiş – yaşam travması ve acılarını nasıl iyileştireceğinizi keşfetmek için içsel manzarayı araştırmaktır.

Transandant (aşkınlık) çalışma, çoğunlukla meditasyonu, merkezlenmeyi ve bilinç farkındalığını genişletme tekniklerini kapsar. Meditasyon yaparsınız ve bilincin ve frekans bantlarının daha yüksek seviyelerine dahil olmak için, bilinç farkındalığınızı genişletirsiniz. Transandans, etrafımızda, içimizde ve herşeyde bulunan Tanrı’nın spiritüel dünyalarını kapsamak için sizin Ben – kimliğinizi genişletir. Günlük yaşamda bu dünyaları direkt olarak deneyimlemek ve onlarla karşılıklı iletişimde olmak için bu, kendini geliştirmenin önemli bir bölümüdür.

SORU : Transandans, galiba bir dualiteye ya da başkasına yakalanmaktan çok, birlikten ve her şeyin kapsamından söz ediyor.

YNT : İnsanlar bunun hakkında konuşurlar, ancak bu ülkede uygulanan yol, İlahi/Tanrısal ile özdeşleşmek ve fizikseli reddetmektir. Meditasyon yapan çoğu insan, transandansı fiziksel dünyadaki günlük yaşamlarından uzaklaşmak, kaçmak için kullanıyor ve bu bir hatadır. Transandans işleminde, kişinin yaptığı İlahi Ben’de merkezlenmek ve insan enerji alanının daha yüksek seviyeleri ile ilgili olan Tanrı ‘nın spiritüel dünyalarını olduğu kadar, fiziksel dünyayı da kapsamaktır. Aynı şey, ayrıca transfigürasyona da uygulanabilir.

SORU : Transfigürasyon aşamasında ne gerçekleşir ?

YNT : Yaratıcı kalıntı/birikintileri çekmekten sözettiğimde, negatif alt – formlardan, sizin gerçekten yaratmış olduğunuz negatif düşüncelerden bahsediyorum. Transfigürasyon işleminde, siz bu kalıntıları fırlatıp atmak veya deneyimlemiş olduğunuz şeyler için başkalarını suçlamak yerine bunları çekersiniz. Onu çekirdek yıldıza getirirsiniz, konfigürasyon (dış görünüş, şekil, yapı) sizin enerji sisteminizde görülür ve sizin bireysel ilahiliğinizin özüdür. Onu içeri alırsınız ve kendinizin olduğunu tanırsınız. İçeri alma işleminde, o değişir.

SORU : Bu üç aşama belli bir sırada mı, yoksa birbirleriyle bağlı mı/ayrılmaz mı?

YNT : Neticede, üçü birbirine bağlı olarak yapılabilir. Ancak, başlangıçta genellikle siz ya tranformasyona ya da bazan transandansa odaklanırsınız. Bazı insanlar, içeriye doğru araştırma zor çalışmasını yapmadan önce daha iyi bir Ben – özdeşleşmesi kurmak için önce transandans çalışmasını yapmaya gereksinim duyar. Transformasyon ve transandans ile iyi bir çalışma yapıldığı zaman, transfigürasyona odaklanırsınız. O çok, çok daha zordur.

SORU : Transfigürasyon işleminden geçerken, gerçekte değişen şeyin bizim fiziksel olan ile özdeşleşmemiz olduğunu söylemiştiniz. Bununla ne demek istediniz ?

YNT : Bu üç işlemin hepsi bizim fiziksel olan ile kendi özdeşleşmemizi değiştirir.

SORU : Hangi yolla ? Galiba, ayaklarımız hala Dünya’nın üzerinde. Dünya üzerinde olmamızı algıladığımız şekilde mi bir değişiklik var ?

YNT : Evet. Kendileri üzerinde uzun süredir çalışma yapan insanlar bir çok transformasyon çalışması yaptılar. Böylece artık, belli bir zamanda doğan, belli bir zamanda ölen ve sonra dini inançlarına göre cennete giden veya artık mevcut olmayan bir insan olarak kendinizi tanımlamazsınız. Bu, fiziksel ile hayli özdeşleşmedir. Transformasyona girdikçe, geçmiş yaşam terapisi gibi şeyler yaparsınız. Blokajlarınızı temizlemek üzerine yeterince kişisel çalışma yaparsanız, içsel manzaranızı bir insan varlığı olarak araştırırsanız, bu içsel manzara ile yeniden – özdeşleşmeye başlarsınız. Bunu yeterince yaptığınızda, geçmiş bir yaşama girersiniz. Ve o zaman herkes heyecanlanır ve bir süre sonra siz kendinizi uzun bir yolculukta olan bir ruh olarak deneyimlemeye başlarsınız.

Lineer pencere içinde bu, zamanın uzun bir periyodunda varolmanın direkt bir deneyimidir. Kendinizi ardarda her hayatta aynı kötü alışkanlıkları ve hataları tekrarlarken deneyimlersiniz.

SORU : Rehberlik , bu seviyede mi gelir ?

YNT : Genellikle, eğer daha önceden sahip olmadıysanız, transandans’a girince rehberliği almaya doğru ilerlersiniz. Görüyorsunuz, transformasyon işlemi, otomatik olarak sizi transandans işlemine getirir, çünkü, kendinizi artık “aşağıya doğru” bırakmazsınız. Siz, fiziksel dünyanın neye benzediği ile ilgili tüm bu inançlara zincirli değilsiniz, çünkü onlar sınırlı fikirlerdir. Siz, transandans’ı kendiniz dahil her şeyde görmeye başlarsınız.

Çoğu insan, bu iki şeyi ayrı tutar ve ya transandans’da ya da transformasyonda çalışır, biri veya diğeri. Böylece eğer hayatınızda sizi gerçekten rahatsız eden bir şey varsa onunla başa çıkmak için iki büyük yolunuz var. Kendinizi merkezlersiniz ve meditasyon yaparsınız, bu bir transandans işlemidir ; veya transformasyon işleminde acıya gidersiniz ve nedeni keşfedersiniz.

SORU : Transandans çalışmayı transformasyon için kullanmaya ne dersiniz? Herkes bunu yapmıyor mu ?

YNT : Evet, ama problemler bu yolla otomatik olarak çözülmüyor. Problemin kökenini bulmak ve onu alanlarımızdan temizlemek zorundayız. Transformasyonda yaptığınız şey, enerji bilincini ve inanç sistemini almak ve onu değiştirmektir. Eğer bunu yapmazsanız, problem bir başka şekilde geri dönecektir. Hayatınızda doldurulmamış alanlar olacaktır.

SORU : Bunun bir örneği ne olabilir ?

YNT : Gitmeyen herhangi bir problem. Hayatınızda çözülmemiş, tekrar eden herhangi bir şey. Yaşamınızda doldurulmamış herhangi bir alan. Hayatınızda herhangi bir eksiklik – parasal, ilişki bakımından, arkadaşlar, meslek, sağlıklı aile ilişkileri vs.

SORU : Transandans seviyesinde, bu sadece bir farkındalık değil, değil mi ? Bu, spiritüel dünyalarla bağlantı.

YNT : Bu bağlantı ile yaşamak.

SORU : Ve belki onunla/onun vasıtası ile yaşamak.

YNT : Onun içinde yaşamak.

SORU : Bir sonraki seviyeye geçtiğinizde ne değişir ?

YNT : Bir sonraki seviye transfigürasyon, her şeyi kapsar. Bir sonraki, bütün şeyleri genişletir. Transformasyon kök nedeni bulmak için bir şeye gitmeyi ve sonra kişinin inanç sistemlerini ve davranışlarını değiştirmeyi içerir. Transandans kelimesi, bir şeyden uzaklaşmak veya bir şeyin üzerine çıkmayı ima eder. Ama, aşkın olma, gerçekte kendinizin kim olduğunu deneyimlediğiniz spiritüel dünyaları kapsayan işlemdir. Bu, ilahi sevgi, ilahi zihin, spiritüel vecit/coşkunluk, spiritüel varlıklarla direkt spiritüel ilişki ve varolan her şeyle bağlantı gibi tüm daha yüksek değerleri ve deneyimleri kapsar. Ve demek istediğim, tüm bunları kişinin günlük yaşamının bir bölümü olarak deneyimlemesidir. Bunlar, günlük yaşamın normal deneyimleri haline gelir.

Transfigürasyon çalışmasına girdiğinizde, her şeyle aynı anda basitçe birlikte olmayı ve onu kendiniz olarak tanımayı öğreniyorsunuz ve sonra onu merkezinize çekersiniz. Bu, negatif olarak etiketlediğiniz veya deneyimlediğiniz herşeyi kapsar.

Transfigürasyon işlemini tanımlamanın bir diğer yolu, uç zıtlıkları aynı zamanda tutmaktır. Transfigürasyon çalışmasını yaparken, içinizde uç karşıtlıkları hissedersiniz ve ayrıca onları diğer insanlarda da deneyimlersiniz. Örneğin, aynı anda yoğun sevgiyi ve yoğun nefreti hissetmek.

SORU : Aynı anda ikisini de deneyimlemek bize nasıl yardımcı olur ?

YNT : Bu, bize toleranslı olabilmeyi ve nefret ve sevginin aşırı uçları orada olduğunda, anda bulunmayı öğretir. Çünkü onlar oradalar, sizin içinizde ve diğer insanların içinde. Nefreti hissetmek, onun orada olduğunu bilmek ve sevginin de orada olduğunu bilmektir. Fark budur. Transfigürasyon, transandansdan çok daha zordur, transandans’ta çoğu kişi negatifin üzerine çıkar ve bundan dolayı kendinizi ondan ayırırsınız. Bu durumda, siz mevcut olan her şey ile tam olarak var olmazsınız. Hatalı uygulandığında, transandans korkularımıza ve acılarımıza karşı bir savunma olabilir. Bu uzaklaşmakla, ayrı olmakla, yukarıya gitmekle sonuçlanabilir. Bundan dolayı, görünür olarak siz bir şeyi “aşarsınız/ sınırını geçersiniz” , ama aynı zamanda yaradılışın ve varoluşun tümü olarak adlandırdığımız şeyde içerilen bir şeyden kendinizi ayırırsınız. Bu cennete gitmeye ve cehennemden uzaklaşmaya benzer. Her şey Tanrı değil midir ? Transandans spiritüeli kapsama işlemi olarak uygulandığında – fiziksel dünyanın negatifliklerinden ve tüm problemlerimizden uzaklaşmak yerine – o zaman, daha güçlü olur ve bizim dualistik çatlağımızı/ayrılığımızı artırmaz. Bizim birliğe doğru büyümemizi destekler.

SORU : Siz bu transfigürasyon işleminden geçtiniz mi?

YNT : Onun içinden geçiyorum. Bu çok uzun bir yol. İnsanlar yüzyıllardır meditasyon yapmaktalar. Bu yolun henüz ilk anaokulu aşamasında olduğumuzu düşünüyorum. Eğer kişi Tanrı ‘yı herşey olarak algılarsa ; iyiden, kötüden, doğrudan, yanlıştan, yukarıdan, aşağıdan, (tüm dualistik kavramlardan) ayrı olarak görmezse, dualizmin ötesine giden bir şeylerden bahsediyoruz.

SORU : Evet, anladım. Her şeyi içimize almak hepsi – ışık ve karanlık – aynı zamanda bizdeki anlayışı, şefkati ve sevgiyi uyandırır. Diğerlerinde sevgiyi ve nefreti hissetmek başka birinin ayakkabılarında yürümeye benzemiyor mu ?

YNT : Doğru. Şimdi, bu transfigürasyon çalışmasına dokunmadan önce bu kadar çok transformasyon ve transandans çalışmasını yapmanın niye bu kadar önemli olduğunu anlayabilirsin.

SORU :Evet, çünkü onun içinde delilik yatıyor olabilir.

YNT : Bu spiritüel delilik olarak adlandırılır. Kişi deliliği diğerlerinde olduğu kadar kendinde ve davranışlarında algılamaya başlayabilir. Büyük miktardaki insan düşüncesi ve davranışının, şu anda yaşanan hayatta mevcut olan ile yapabileceği bir şey yok.

SORU : Öyle ise, bilinç evrimindeki bir sonraki adım, diğer insanları anlamaktır, nefret dolu olanları ve katilleri bile.

YNT : Doğru, çünkü eğer hazır/mevcut olabilir ve onu tolere edebilirsen, – bu gerçekten çok, çok zordur -, o zaman onlarla birlikte varolabilirsin ve nefretin nereden geldiğini, ne ile ilgili olduğunu anlayabilirsin. Eğer etrafına, dünyaya bakarsan savaşların ne ile ilgili olduğunu görürsün, temelde ekonomik gereksinimlerdir. Tüm insanlar aynı şeylere gereksinim duyarlar, ancak dünyadaki tüm gelenekler, tüm kültürler kendilerinin gereksinimlerini en iyi karşılamanın özel kişisel yolunu ortaya çıkarırlar.

Böylece biz hayatta kalmak ve gereksinimlerimizi karşılamak için yeteneğimizi korumak için belli sistemler kullanırız. Bu sistemler ayrılığı doğuran gelenekler haline gelirler. İnsanlığın sorunlarının gerçek nedeni, ayrılığın hayatı ilerlettiği/kolaylaştırdığı ve beslediği inancıdır. Bu bizim temel dualitemizdir ve bir çok nesiller boyunca taşınmıştır.

SORU : İnsanların motivasyonlarını anladığınız zaman, nıhai/asıl netice nedir ? Koşulsuz sevgi mi ?

YNT : İlk sonuç iletişim, anlayış ve ilişkidir (fikir ve iştirak). Nıhai sonuç nezaket/inayet, neşe, bilgelik, koşulsuz sevgi, merhamet, tutku, yaratıcılıktır. Yüzyıllardır, inzivaya, dağda bir mağarada, bir manastırda yaşamaya doğru bir eğilim vardır. Belli aşamalardan geçtiğinizde, bu insanlık için çok üretkendi ve belli bir dereceye kadar gerekli idi. Kendinizi nasıl tutacağınızı öğrenmeye gereksiniminiz var. Ama neticede, bu, dünyaya getirilmezse/verilmezse, o zaman ayrılığı sürdürmek olur ve ayrılığa sahip olduğunuz sürece ortak bir anlayış yoktur.

Öyle ise, transfigürasyon boyunca çalışma işlemi bize varolan her şeyle, tümüyle mevcut, anda olma yeteneğini getirir. Herhangi bir şeyi dışarıya ayırmamak ve bu gerçekte, gerçek bütünlüktür.İlahi realiteye girersiniz ve bu varolan her şeyi kucaklar – fiziksel, zihinsel, spiritüel, negatif, pozitif. Her şeyi. O zaman İlahi olanın daha derin, daha geniş bir deneyimine ulaşabiliriz.

SORU : Öyle ise, bu vecd/mutluluğun bazı durumlarına geçmekle ilgili değil? Veya onun bir parçası?

YNT : Onun bir sonucu olduğunu düşünüyorum.

SORU :Çünkü, Tanrı – bilincine ilerliyorsunuz ?

YNT : Evet. Çünkü Tanrı – bilinci her şeyi kucaklar.

SORU : Bu transfigürasyon aşamasında bulunan çok insan var mı ?

YNT : Bu çalışmayı yaparken,bir çok insanın olduğunu düşünüyordum. Ama, dışarı, dünyaya (söyleyelim mi , normal dünyaya ) çıktığımda bu çalışmanın herhangi birini yapmayan milyonlarca insan buldum.

SORU : Birlikte çalıştığınız insanlardan ve rehberliğinizden aldığınız bilgiyle, şu anda gezegen üzerinde, transfigürasyon seviyesinde daha önce olduğundan daha çok insanın olup olmadığını düşünüyor musunuz ?

YNT : Henüz başladığımızı düşünüyorum.

SORU : Bunun nedeni nedir ?

YNT : İnsanların fikre henüz yeni sahip olmaya başladığını düşünüyorum. Neden şu ki, insanlığın genelde, böyle yapmaya gereksinimi var. İnsanlığın hazır olduğunu düşünüyorum. İnsanlar onu yapıyor. Onun başladığını düşünüyorum. Ve “yüzüncü maymun” teorisine göre, o gerçekten hızla yayılacak.

(Çeviri: Saffet Güler)