Kanıt, Göbeklitepe’deki Sütun 43’ün 13,000 yıl önce çarpan bir kuyruklu yıldızı tasvir ettiğini ileri sürüyor

Yazdır Yazdır 

Kanıt, Göbekli Tepe’deki Sütun 43’ün 13,000 yıl önce çarpan bir kuyruklu yıldızı tasvir ettiğini ileri sürüyor, yazar Graham Hancock’un çalışmasının doğruluğunu kanıtlıyor

18 Temmuz 2017

Üniversite uzmanları kadim taşların mesajının şifresini çözüyor

İskoçya, Edinburg Üniversitesinden Martin Sweatman ve Dimitrios Tsikritsis’e göre, kadim bir taş oymasının yaklaşık 13,000 yıl önce çarpan bir kuyruklu yıldızı tanımladığı görülüyor. 43 numaralı T şeklindeki sütunda (Akbaba Taşı) görünen oyma rölyef kanatları gerilmiş bir kuşu, iki daha küçük kuşu, bir akrebi, bir yılanı ve bir daireyi tasvir ediyor. Göbekli Tepe’deki sütunların bazılarındaki düşük – rölyef oymayı eşleştirerek, Sweatman ve Tsikritsis Akbaba Taşının MÖ 10,950 ± 250 için tarih damgası olduğunun ikna edici kanıtını bulduklarına inanıyorlar, bu tarih 10,890’da olduğu tahmin edilen Younger Dryas olayına yakından karşılık geliyor. Onlar ayrıca Göbekli Tepe’nin meteor yağmurlarını ve kuyruklu yıldızları gözlemek için kullanıldığını ileri sürüyorlar.

Younger Dryas, Dünyanın sıcaklıkta ani bir artış gördüğü yaklaşık olarak 11,900 yıl önceki jeolojik periyottur. Bazı bölgelerde sıcaklık 10° C arttı. Bu zamanda Kuzey Amerika’nın çoğunluğu dahil, dünyanın çoğu 2 mil kalınlığında buzullarla kaplıydı. Sıcaklıktaki ani artış buzulları eriterek okyanus seviyesinin yükselmesine yol açtı. O zamanlar deniz kenarlarında yaşayan çoğu toplumların hızla yükselen sular nedeniyle iç kısımlara çekilmek zorunda kaldıklarına inanılıyor. Olayı tetikleyen şey bilinmiyor, ama bazıları Kuzey Amerika buzlarına çarpan bir kuyruklu yıldızın neden olmuş olabileceğine inanıyor.

Sütun 43’ün piktogramlarının her birinin konumunun ayrıntılı analizinden sonra, Sweatman ve Tsikritsis sütunun dört tarihten biri için zaman damgası olarak davrandığını ileri sürüyor (MS 2000, MÖ 4,350, MÖ 10,950 veya MÖ 18.000, hepsi için ±250 yıl). Sitenin radyo karbon ile tarihinin çıkarılması, Göbekli Tepe’nin yapımını yaklaşık 13,000 yıl önce olduğunu gösteriyor, bu nedenle Sweatman ve Tsikritsis zaman damgasının MÖ 10,950 yi işaret etmesi gerektiği sonucunu çıkarıyor. Sweatman and Tsikritsis ayrıca Sütun 43’te gösterilen sembolizmin Göbekli Tepe’nin kurucularının Younger Dryas’ın bitişine neden olan olaya tanık olduklarını ve hatta bir kuyruklu yıldızın çarpmasına tanık olduklarını kanıtladığını savunuyorlar.

Fikir ilk kez Yazar Graham Hancock tarafından ileri sürüldü

Sütun 43’ün astronomik öneme sahip olduğu fikri yeni değil. Teori ilk kez yazar Graham Hancock tarafından son kitabı Tanrıların Sihirbazları kitabında ileri sürüldü. Paul Burley’in çalışmasını kullanarak, Sütun 43’ün ortasındaki çemberin Güneşi ve hayvanların Akrep ve yay gibi takım yıldızlarını temsil ettiğini ileri sürüyor. Hancock ve Burley ayrıca Sütunun MÖ 10,950 tarihini işaret eden zaman damgası olduğu sonucunu çıkardılar, ama tesadüfen bizim zamanımız olan MS 2,000 tarihini dışarda bırakmadılar! Hancock Göbekli Tepe’nin kurucularının kendi zamanlarında gerçekleşen, ayrıca zamanımızda olması yakın bir felaketin uyarısını işaret ettiklerini ileri sürüyor.

Eğer Hancock haklıysa, megalitik taş yapımcıları sadece Dünyanın yuvarlak olduğunu anlamadılar, Güneşin ve Dünyanın takım yıldızlarına göreli pozisyonları ve hatta Dünyanın presesyon döngüleri gibi son derece karmaşık fikirleri anladılar. Dünya yalpalanır ve bir presesyon döngüsü, Dünyanın bir “yalpalamayı” tamamladığı 26,000 yıllık periyottur. Bu, daha önce avcı toplayıcı oldukları düşünülen bir toplum tarafından gösterilen kozmosun şaşırtıcı anlayışıdır. Hancock Göbekli Tepe’nin kurucularının avcı toplayıcıdan çok daha fazlası olduklarını ve kayıp bir uygarlıktan aktarılan bilgilerin alıcıları olabileceklerini öne sürüyor.

Hancock’un Kanıtı

Hancock Kuzey Amerika buzullarındaki Younger Dryas periyodu kuyruklu yıldız çarpmasını desteklemek için çeşitli kanıtlar sunuyor. Dünyanın çeşitli yerlerinde, sadece çok  yüksek sıcaklıklarda yaratılan küçük cam kürecikleri (nano elmaslar) içeren jeolojik çökeltilerde kavrulmuş arayüzeyler bulundu (çok büyük patlamalarda bulunanlar gibi). Cam kürecikleri içeren çökelti katmanı Younger Dryas sınır katmanına kadar geriye gidiyor. Kuyruklu yıldızın çarpmasının neden olduğu kraterler olmamasına rağmen, Hancock Kuzey Amerika boyunca kuyruklu yıldız çarpmasının neden olduğu geniş jeolojik çöküntüler bulunduğunu ileri sürüyor. Bu senaryoda, kuyruklu yıldız çarpmasının  buzullar üzerimde neden olduğu patlama basıncı, aşağıya doğru yeterli kuvvet yaratıyor, bu Dünyada geniş bir çanağa benzer çöküntü yaratır.

Hancock ayrıca, Randall Carlson’un çalışmasını kullanarak, doğu Washington eyaletinin Scablands’ı gibi jeolojik görünümlere yalnızca felaket boyuttaki sellerin neden olabileceğini tartışıyor. Bu sel, Kuzey Amerika buzullarındaki buz engellerinin kırılıp açılmasının ve karalara muazzam miktarda suyun salıverilmesinin sonucuydu.

Olası kuyruklu yıldız kaynağı olarak Taurid meteor akımı

Hancock kuyruklu yıldızın, Dünyayı yılda iki kez dolaşan Taurid meteor akımından geldiğini iddia ediyor. Genellikle bu geçişler göreli olarak zararsız, ama belirli durumlarda Dünya çapı 30 mil olan kuyruklu yıldızları kapsayabilen akımın kalbinden geçer.

Hancok’un çalışması onun Dünyanın yaklaşık 13,000 yıl önce Taurid meteor akımının kalbinden geçtiğini ve yaklaşık olarak 2030 yılında tekrar oradan geçeceğini önermesine yol açtı.

Eğer Hancock haklıysa ve Sweatman ve Tsikritsis’in çalışması doğruysa bu, insan türünün sonraki 15 – 30 yılda türün yok olması seviyesinde bir olay ile karşı karşıya gelebileceğini ileri sürüyor. Hancock bunun ölüm garantisi olmadığını hissediyor, çünkü bu tür felaketten kaçınmak için teknolojiye sahibiz. Hancock hiper tetikte olmamız gerektiğini ve yaklaşık 13,000 yıl önce kadim insanlar tarafından gönderilen mesajı dinlememiz gerektiğini ileri sürüyor. Bu mesaj şöyle yorumlanabilir, “Felakete neden olan bir kuyruklu yıldız bize çarptı, o tekrar gelecek ve geleceği zaman şimdi. Kendinizi koruyun.”

Tanrıların Sihirbazlarını dinlemek belki de insanlığı kurtarmanın ve dehşet verici bir felaketi önlemenin anahtarıdır.

(Çeviri: Saffet Güler)

http://tiybos.com/evidence-suggests-pillar-43-at-gobekli-tepe-depicts-a-comet-impact-13000-years-ago-vindicating-the-work-of-author-graham-hancock/