16 – Zamanın Öncüleri

Yazdır Yazdır 

60’lı yıllar bir hazırlık zamanıydı. Uyanışınız o zaman başladı. Bu, yeni paradigmaların doğabileceğini gösteren bir zamandı. O on yıl boyunca önceki kuşakların değerlerinden birden uzaklaştınız. 60’lı yıllar, barış hareketi, bedene bakmayı ve kabul etmeyi, cinselliği bütün bir bilinçle -bir önceki kuşağın yaptığı gibi kumaş katmanlarının ardına gizlenmiş beden parçalarını bulmaktansa giysileri çıkararak- paylaşmayı destekleyen bedenin ifade edilmesi hareketi gibi olaylarla dolu geçti. Bilinç doğdu, barış ve özgürlük düşüncesi uyandı. Çocuk bahçesiydi.

90’lı yıllar, küçük köşelere değil, bütün gezegene manevi (spiritüel) hareket getirildiği yıllardır. Bütün gezegeni dolaşıyoruz, size dünyanın her köşesinde benzerleriniz olduğunu söyleyebiliriz. Temsil ettiğiniz ışık ekibi, ışık işçileri her yerde olduğu için bütün üsleri doldurmayı güvence altına aldı. Kendinize geliyorsunuz.

Maneviyata yönelik hareket, maddecilikten uzaklaşma hareketidir. Son yıllarda çoğu insan bedenlerine yöneldi, bedenlerini canlandırdı, çalıştırdı, güzelleştirdi. Bu, Ruh’a doğru ilerlemenin hazırlığıydı. Ruh dünyası çok heyecan verici bir yerdir. Daha esnektir; yolculuk edilecek yerler, atılacak büyük serüvenler vardır, hiçbir sınırlama yoktur.

Fiziksel dünyanın sizin için böylesine bir düş kırıklığı kaynağı olmasının neden, onun sınırlayıcı çenge, ip ve safra öykülerini yutmuş olmanızdandır. Işık üzerine hiçbir fikri olmayanlarla, bütün varoluşları boyunca sınırlama hikayelerini yutanlarla ilişki kurmanız için planın bir parçasıydı bu. Başka varlıkların bir kez daha bağlantı kurması için gezegeni elektromanyetik olarak değiştireceksiniz -deyim yerindeyse yeniden kablo döşeyeceksiniz. Bunu ancak bulundukları yerle bağ kurabilirseniz yapabiliriniz.

Eğer buraya hafıza bankalarınız açık olarak gelseydiniz ya kalmak istemez ya da başkalarını henüz anlayamazdınız. Böylece ışığı olmayan bir toplumun içine daldınız ve bu dünyayla ilişki kurabilmek için ışığınızı unuttunuz (ya da büyüdükçe hayal meyal anımsadınız). Şimdi, gezegenin değer ve tasarımlarının bütünüyle değişmeye başlaması için, bu toplum dünyasını, temsil ettiğiniz ışık ve Ruhun çok boyutlu dünyasıyla bütünleştirmenin zamanı.

Öncüler zamanlarının ötesindedir. Gezegene gelen ayrı düşüncelerin taşıdığı cevher her zaman daha sonra anlaşılmıştır. Onun için cesaret; Bu yeni düşüncelerle sadece alay ediliyormuş gibi görünüyor. Fiziksel olmayan alemlerde sizin için büyük bir yardım hareketi olduğunu hatırlamalısınız, hepinizin kendi şablonu, evriminde izleyeceği planı olsa da siz küresel bir şablonun ve küresel bir bilincin parçalarısınız. Bu küresel şablonu harekete geçiriyor ve diğerlerini uyandırıyorsunuz.

Her biriniz bilgi taşımayı ve yayınlamayı öğrendikçe dalgalar halinde uyanıyorsunuz. Herkesin bir anda uyanması son derece büyük bir kaos yaratırdı. Uyanma, siz onunla baş edebildikçe gerçekleşmek zorunda çünkü bir elemana taşıyamayacağı kadar ışık koyarsanız sigorta atar. Elektrik akımları uyum içinde olmazsa beden yok olabilir. Bunu göreceksiniz. İnsanlar enerjiyi kullanamadıkları için sinir sistemi ve hafızaya bağlı bir rahatsızlığın gezegene yayıldığını göreceksiniz. Enerjiden korkacaklar. Kendilerinin çok boyutlu bir bölümünü ortaya çıkarıp deli olduklarını düşünebilirler. Sonra deliliklerini kocalarından, karılarından ya da çocuklarından saklamak saplantıları haline gelecek. İnsanlar anlamayacakları bu enerjiyle çılgınlığa sürükleyecekler kendilerini.

Sinir sisteminin eski gözlerinizi açmanın ve kim olduğunuzu, nereden geldiğinizi, nereye gittiğinizi anımsamanın anahtarı olduğunu ne kadar söylesek azdır. Sinir sistemi elektrik akımını bedene alabilecek, yüksek enerjiyi ölçecek, bedenin içine yerleştirecek ve bedenin, bilinç olan bu yüksek enerjiyle evrimleşip beslenmesini sağlayabilecek durumda olmalıdır. Tam anlamıyla olan da budur.

Bu sanki, yeni doğmuş bir bebeği alıp onu bir yıl içinde bir günlük bebeklikten otuz yaşındaki bir yetişkin haline gelmeye zorlayacak bir formülle beslemek gibidir. Sizin gelecek yirmi yıl içinde geçireceğiniz şey böyledir işte. Yeni doğmuş çocuğun bir yılda otuz yaşına gelmesi gibi. Böyle bir şekilde büyümeyi sindirebilmesi için çocuğun ne yapması, bedenin neleri bütünlemesi gerektiğini düşünün. Organları, fonksiyonları ve hormonları düşünün.

Siz varlığını buna adamış ışık taşıyıcıları olduğunuz için aura alanınızda belli bir açılım var. Koruyucuların inip ne kadar enerji işleyebileceğinizi kontrol eden kapı bekçileri gibi hareket edebilmeleri için ışık sütununun getirdiği bir açıklık var. Entelektiniz egonuz ne kadar “Daha, daha, daha” da dese kapı bekçileri, ışık taşıyıcısı olduğunuzu, belirli bir göreve bağlı olduğunuzu ve yitirilemeyeceğinizi bilir. Kendi kendinizi yok etmeyi aklınıza koymamışsanız ve en yüksek iradeyi kendi iradenize katıp geçmiyorsanız bu böyledir.

Bedendeki otoyol olan sinir sistemi, ancak sizin onun üzerinden hücrelere akan bilgiyi işleme süreciniz ölçüsünde hareket edebilir. Çoğunuz hala varlık bölümlerinizin içindeki karanlıkla dolu mağaraları temizliyorsunuz. Bu mağaralar bu yaşamda oluşmuş -çocukluğunuza geri giden- mağaralar olabileceği gibi, kimileri başka hayatlardan da gelebilir. Çoğunuzun bu yolculuğu yirmi beş-otuz yıldır sürmekteyken, kimileriniz yola yeni çıktı. Yolculuk herkeste aynı uzunlukta sürmeyecek. Otuz yıldır ağır adımlarla ilerleyenleriniz yol göstericilerdir. Yeni katılanlarınızın hissedebileceği bir titreşimsel frekans ayarlaması yapıyorsunuz. Yeni katılan sizlerin yeni frekansı arayıp ortaya çıkarmanıza gerek yok; haritalama yapıldı ve haritalama bedeninizde karşılığını buluyor.

Hepinizin birbirinize ihtiyacı var. Uyum içinde çalışmanız şart. Uyum içinde çalışmazsanız Atlantis ve bütün diğer yıkımları yeniden ve yeniden yaratırsınız. Uyum şart.

Çoğunuzun frekansı yayınlamak ve başkalarının olanları anlamasını sağlamak için Ruh ile birlikte çalışacağı bir zaman geliyor. Uyanış dalgaları sürecek ve Ruh bu gezegende bir yaşama biçimi haline gelecek. Gezegen için yapılan plan bu ve İlk Yaratıcıdan gelen yaratıcı kozmik ışınlar -önce burayı etkileyerek- galaktik sisteminizin sınırlarına isabet ediyor. Büyük enerji topluluklarının buraya geliş nedeni bu. Bu enerjiler, dönüşüm kendi galaktik alanları ve evrensel varoluşlarına ulaştığı zaman hazırlıklı olmak üzere buradaki dönüşüme katılmak istiyor.

Muazzam bir dönüşüm olmakta ama elbette onunla ne yapacağınız size bağlı. Dünyanızın iki dünyaya ayrılacağını, ışıkla hareket edenlerin ışık dünyasında olacağını söylemiştik. Bu bölünme başladı bile. Işığı temsil eden daha yüksek titreşimsel alanlarla çalışmayı arzu edenlerle, korku, karanlık, kaos ve karmaşayı temsil eden daha düşük titreşimsel alanlarla çalışmayı arzu edenler arasındaki kutuplaşma ve saf seçimi başladı.

Daha düşük titreşimsel alanlarla çalışanlar, anlamadıkları bir şeyi temsil ettiğiniz için size cadı ya da şeytan olduğunuzu söyleyeceklerdir.

Siz değişimi temsil ediyorsunuz, çoğu insanın değişimden ölümüne korktuğunu unutmamanız gerekir. İnsan bilincinin tuhaf şeylerinden biri de istikrar düşkünü olmasıdır. İstikrarın arzu edilecek bir kanca, ip ve safra olduğu anlayışına kandınız. Bundan dolayı da istikrar için çabalıyorsunuz. İstikrar ve güvence olmayacaksa kim olacağınızı düşünüyorsunuz. Onlar olmadan varolmayabilirsiniz, yok olabilirsiniz.

Kiminin belki de aile üyeleriniz olabileceği çoğunu tanıdığınız insanlardan söz ediyoruz. Bu enerjiyi hissedip de yararlanabilecekleri şekilde cevap vermek istemeyenlere karşı müthiş boyutlarda sabır ve şefkat geliştirmeniz gerekecek. Başkalarına karşı, onların yaşamın değerini öğrenebilmeleri için kendilerini yok etmelerine bile izin verecek ölçüde her şeye izin verir hale geleceksiniz.

İnsanlar bunun bilinçli olarak farkında olmasa varlığınızın derinliklerinde, ruhunuzun tek gerçeği anlayabilip size bir bakış sunmak üzere veriyi işleyebilmesi için bir varoluştan diğerine ilerlediğinizi ve deneyim topladığınızı biliyorsunuz. Günün birinde ruhunuzun yaşamları ve varoluşlarını tarayabilecek ve bu ruhun enerjisini alacak, elinizde bir kristal tutar da çeşitli fasetalarına, pırıltılarına bakarmışsınız gibi bu kimliği hissedip bileceksiniz. Ruhunuzla bunu yapabilecek duruma geldiğinizde, ruhunuz bir parçası olduğu ama henüz anlamadığı diğer zeka formlarıyla da bağlantıya geçecek.

Sizi gererek esnetiyoruz. Enerji kazanabilmeniz için karmakarışık bir hale gelmenizi istiyoruz. O zaman merakınız sizi hiç düşünmemiş olmakla kalmayıp varolduğunu bile bilmediğiniz alanlara götürecek. Niyetimiz bu -cesaret, mizah ve güvenle yeni bir kimlik düzeni yaratabileceğiniz daha yüksek bir düzleme gelmeniz.

Her şey frekanstır. Ne kadar hızla evrimleşmekte olduğunuzu bilseniz iskemleye oturup başınızı ellerinizle örterek, “Yapamam. Bu benim için çok fazla” derdiniz. Perdeyi çekili bırakıyor ve sizi daha yüksek boyutlara yaklaştıracak değişiklikler kesintisiz sürerken hiçbir şey olmuyormuşçasına yaşamaya devam ettiğinizi iddia ediyorsunuz. Tek bir yaşam içinde başaracağınız şeyi düşünün ve hissedin. Gelecek on ya da yirmi yıl içinde yoğun fiziksel yaratıklar olmaktan çıkıp Işık Çağında ışık yaratıkları olacaksınız. Bunu kavrayabiliyor musunuz?

Pizza yemek de dahil, yaptığınız her şey sizi tanrısal bir şekilde kusursuz bir yolla bu yere getiriyor. Bir noktaya ulaştığınızda katıldığınız her olayın önemini ve her şeyin bütünlüğünü anlayacaksınız.

The Karate Kid filminde çocuk karate öğrenirken çok sabırsızdır. Bir usta bulur ama bir usta bulduğunu düşünmez bile. Ona verilen ödevleri zaman kaybı olarak görür. Öğrendiği her parçanın daha büyük bütünü oluşturduğunu anlamaz. O çocuk gibisiniz. Bütün parçalar bir araya geliyor ama egonuzun bakışı yüzünden bu zamanda parçaların büyük bütünü oluşturduğunu anlamıyorsunuz. Görev size verilecek ve aradığınız her şeyin sizin olduğunu göreceksiniz. Bu iyi haber.

Uyanıklığınızı koruyun ve iradenizin tanrısal iradeyi ve Tanrısal Planı ne zaman gasbettiğini -sağduyulu davranmadığınız için kendinizi ne zaman fazlasıyla zorladığınızı- ayrımsamayı öğrenin. Aynanın karşısına geçin ve nasıl göründüğünüze bakın. Gözlerinizin içine bakın, gözleriniz bütün fiziksel bedeninizin göstergesidir. Berrak mı? Kendinize açıklıkla bakabiliyor musunuz? Çizgileri çoğalmış mı, bitkin mi, sakin mi? Bedeninizi nasıl hissediyorsunuz? Dingin bir konumda oturabiliyor musunuz? Bedeninizi dik tutabiliyor musunuz yoksa çuval gibi bırakma ihtiyacı mı hissediyorsunuz? Enerjiyi bedeninizde tutamadığınız için kıpır kıpır mısınız -böylece de ne yapacağınızı bilmeyen bedeniniz sürekli dans edip kıpırdıyor mu? Parmaklarınızla hep trampet çalıyor ya da etlerini kemiriyor musunuz? Bakılacak çok gösterge vardır. Araştırıp enerjiyi kimin bütünleyemediğini görebilirsiniz.

Bir kez bu enerjiyi bedeninize getirip orada tuttuğunuzda bedeniniz hafiflik hissetmeye başlayacaktır. Teniniz ya da saçınızda bir canlılık olacaktır. Saçınız sağlığınızın çok iyi bir göstergesidir. Sağduyu elbette en iyi dostlarınızdan biridir. Sağduyu size neyin doğru olduğunu, neyin olmadığını gösterir. Kimi zaman enerjinin çok fazla geldiğini, sakin ve merkezlenmiş olmadığınızı fark edeceksiniz. Bu şu ya da bu zamanda hepinizin başına gelecek. Bir şekilde çok fazla şeyin olmakta olduğunu hissedeceksiniz; işlenecek çok fazla veri, konuşulacak çok fazla insan ya da çok fazla olay. Böyle zamanlarda kendinizi bir aygıt gibi düşünüp fişten çekmeniz gerekir. Tıpkı bir tost makinası gibi devre dışı kalmak için sadece fişinizi çekin. Böyle zamanlarda her şeyden çok yapmanız gereken dinlenmektir. Bazılarınız çeşitli zamanlarda aşırı uyku ihtiyacı hissedecek. Tembelleştiğinizi düşünüp hırpalamayın kendinizi, sadece kabul edin. Bazılarınızın on sekiz saat uyumak istediği zamanlar olacak. Uyuyun. Gereklidir bu. Uyuduğunuzda yolculuk ettiğiniz ülkeler ve fiziksel bedeninizde yapılan iş hakkında hiçbir fikriniz yok. Uyku, bu gerçeklikle bağınızı koparıp, yeniden güç toplayarak başka gerçekliklerde öğrendiğiniz zamandır. Köprüler ve gözleriniz gerçeklikler arasına açılacak ve bu anıları görüp taşımaya başlayacaksınız.

Çin lokantasına gittiğinizde Çin yemeği yersiniz, hamburger ısmarlamazsınız. İtalyan lokantasına gittiğinizde lazanya yersiniz. Dünya adındaki bu lokantanın fiziksel bir bedeni vardır, burada nasıl -fiziksel bir beden içinde- hareket edeceğinizi belirler.

Söylemek istediğimizi anlamanız için çok basit terimlerle konuşuyoruz. Benzetmemizin ne kadar gülünç olduğunun hiçbir önemi yok, biz sadece anlamanızı istiyoruz. Demek ki Dünya restoranında bu bulunduğu için fiziksel bir beden içindesiniz. Bu lokantada başka şey çıkmıyor. Siz Dünya restoranına yeni tarifler getireceksiniz -belirli aralarla sınanan ve gerçekliği yalnızca şurada burada belirli yerlerde kanıtlanan tarifler.

Hatırlayın, Dünya çağlar önce mühürlenmişti. Bir şey için yaratıldı Dünya, ama milyonlarca yıllık varoluşundan sonra bütünüyle yoldan çıktı. Buraya defalarca bedenlendiniz ve gerçekten de düş kırıklığı yaşadınız çünkü bedenlendiğiniz her sefer bir şeyler yapmaya niyetleniyor ama yarı yolda bunun ne olduğunu unutuyordunuz.

Kimileriniz bu gezegendeki ustalığı tamamladı ve yükseliş süreciyle kendini kurtardı. Diğerleriniz, bu karantina ya da kozmik toplumun geri kalanından inzivaya çekilişin sona ereceği bir zaman istediklerini haykırdı. Siz ve bu gezegendeki ve çevresindeki pek çoğu nedeniyle şimdiki zaman periyodu doğdu.

Yardım, size yaşamın bütün yollarından geliyor, yine de sizin işinizi başkaları yapamaz, çünkü yaşamı, güçlenebilmesi için insan ırkının kendi kendini güdüleyeceği ve evrimleşeceği bir şekilde tasarımladınız. Muazzam bilgi sahibi olanlarınız, insan ırkını güçlendirmek için, ırkın bunu kendisi için yapamayan geri kalanına bir örnek olmak üzere bu biçimde bedenlenmeye karar verdi. Kim olduğunuzu yayınladıkça varoluş için yeni yollar açıyorsunuz. Kanal çalışması için odalarda toplandığınızda hatırlamanızı sağlayan muazzam miktarlarda şey istiyorsunuz. Ve yürüdüğünüz yolda cesaret verilmesini istiyorsunuz. Bazılarınız bu işi cesaretlendirilmeksizin başaramayacağını düşünüyor. Bunu anladık. İşte bunun için çoğu zaman sizin için muazzam bir sabırla buradayız. Kim olduğunuza sahip çıkmanız için size bir fırsat vermeyi arzu ediyoruz.

Bu gezegendeki tür olarak anlamanız gereken en önemli gerçeklik ve yüzleştiğiniz en büyük meydan okuma da ölüme ilişkin olandır. Sizi pek çok şeye inandırabiliriz ama ölmeyeceğinize inandıramayız. Bu zamanda, burada, bu gezegende bedeninizi fiziksel olarak terk etmenize gerek yok. Moleküler yapınızı yeniden düzenleyeceğiniz için sadece fiziksel varlığınızın titreşimsel değerini değiştirip bedeninizi birlikte götüreceğiniz fikrini kavrayabiliyor musunuz?

Yükseliş sıçramasını gerçekleştirip buradaki yolculuğu tamamlamak gezegendeki pek çok tür için mümkündür. Bazılarınız gezegenden göğe yükseldi ve bunu yeniden yaparak yol göstermek için yeniden geldiniz. Buradan yükseliş süreciyle gitmek büyük bir yolculuktu. Kendinizi bu işe adayabilmeniz için birbiri ardına yaşamlar boyu eğitim gördünüz. Bu, maddi dünyada değil, aslında doğaya çok yakın yaşamayı gerektirir.

Bunu yapan ve sürece tanıdık olanlar şimdi geri geliyor. Gezegenden yükselmek ve tam anlamıyla daha yüksek kozmoloji ya da ana gemilere alınmak sizin göreviniz. Işık kentlerine yükselerek çevrenizi saran ve sadece üçüncü boyut gözlerinize görme izni vermediğiniz için görmediğiniz başka gerçeklikler de yaşayabileceksiniz. Dünya üzerindeki görevinizi tamamlamış olacaksınız, Dünya ise geçişini gerçekleştirecek. Güzel bir mücevher olacak evrende. Bu yeni Dünyanın yeniden yapılandırılması ve inşasına yardımcı olmak üzere birkaç yıl kalmak isteyebilirsiniz. Ama bir süre sonra başka dünyaları dönüştürmek üzere yeni görevlere gitmeyi isteyeceksiniz. Hatırlayın, sizler özgür ruhlarsınız ve çok heyecan verici bir zamandan hoşlanıyorsunuz. Onun için büyük olasılıkla tadını çıkarmaları için bu güzel gezegeni başkalarına bırakıp yeni bir göreve doğru gideceksiniz.

Yükseliş bu gezegendeki görevdir. Bu gezegende yaşayanların buradan tek ayrılış yolunun yükseliş olduğu bir zaman gelecek. Bir kez bu gezegenden çıktığınızda birçok başka yere gideceksiniz. Bunca katı ve denetlenemez görünen bedenin gerçekte tanrısal bir düzenin sonucu olduğunu ve sizin, bilincinizde onunla istediğiniz her şeyi yapabileceğinizi kendinize ve ırkın geri kalanına göstereceksiniz.