HOLOGRAFİK GERÇEKLİK 2: YENİ İŞLETİM SİSTEMİMİZİ YÜKLEMEK

Yazdır Yazdır 

Suzanne Lie

YENİ İŞLETİM SİSTEMİMİZİ YÜKLEMEK

Yüksek boyutlu ışığı bilincimize yüklerken, bedenimizi aşırı yüklememek ve zarar görmesine neden olmamak için bu ışığı dünyasal bedenimize yavaşça ve dikkatli bir şekilde bütünleştirmeliyiz. Başka deyişle, yüksek frekanslı ışığı holografik/bilgisayar bedenimize “yüklediğimiz” zaman, “dosya açmalı” ve bu ışığın tüm eski dosyalara bütünleşmesine izin vermeliyiz. Bu yüksek ışığı yüklemek yeni bir İşletim Sistemini yüklemeye çok benzerdir. Eski İşletim Sistemi temel olarak hayatta kalmaya dayanan, kontrol sistemimizin (kontrol konumumuz) benlik duygumuzun dışında olduğu Beta – dalgası bilinç idi. Şu anda yüklenmekte olan yeni İşletim Sistemi, kontrol konumumuzun sürekli genişleyen BENLİK duygumuzda olduğu Alfa – dalgası bilincine (ve ötesine, Teta – dalgası ve Delta – dalgası) dayanıyor.

Bir bilgisayarın, kendi İşletim Sistemini değiştirirken işlevsel olmamasına benzer şekilde, kendi İşletim Sistemimizi değiştirme sürecinde iken sıradan hayatta işlev yapma yeteneğimiz azalıyor. Bilincimize ve dünyasal bedenimize Ruhumuzun/BENLİĞİMİZİN yüksek frekanslı ışığını yüklemenin uzun süreci bedenimizde, davranışımızda ve sürekli olarak yarattığımız gerçeklikte bir çok dönüşüm semptomları yarattı. Bu nedenle bir çoğumuz çok yorgun hissediyoruz ve bir ara vermeyi ve daha sakin, daha huzurlu bir hayat yaşamayı diliyoruz. Bu his, yeni İşletim Sistemimizin uzun süre çok çalışma ve sıkıntı çekme eski dosyalarımıza bütünleştiğinin ilk işaretlerinden biridir.

Dönüşümümüzden geçerken, sürecimizi “sessizlik” içinde sürdürmek en iyisidir. Tamamlanmamış bir projenin yaratıcısının zihninde tutulması en iyisidir. Zamanının dolmadığı bir hamilelik henüz yavrunun içinden çıkmadığı bir yumurta gibi korunmalıdır ve bitirilmemiş bir ev misafirleri davet etmek için uygun değildir. Dört silindirli bir arabanın jet yakıtı ile çalışamayacağı veya düşük voltajlı bir prizin sisteme kısa devre yaptırmadan 250W luk bir ampulü destekleyemeyeceği gibi, dünyasal bedenimiz başlangıçta yüksek frekanslı ışığa dayanamaz. Bundan dolayı, BENLİĞİMİZİN yuvasının yüksek frekanslı ışığa dayanabilmesi ve işlev yapabilmesi için yeniden yapılandırılıyoruz. Yeni İşletim Sistemimize değişimimiz sırasında işlevsel kalmamız gerektiği için, eşzamanlı olarak önceki elektrik kapasitesinin çok daha ötesinde olan ışık titreşimini kabul etmesi için bedenimizi dönüştürürken, onu her şeyin aynı olduğuna inanması için kandırmalıyız.

Koşulsuz sevgisinin ve yüksek ışığının günlük gerçekliğimizin korkusu ve düşük ışığı için bir denge olarak hizmet edebilmesi için gerçek, Yaratıcı BENLİĞİMİZ ile sürekli temas önemlidir. Ruhumuz/BENLİĞİMİZ, çocuk bisikleti kendisinin sürdüğüne inanacak kadar güven kazanıncaya kadar çocuklarının bisikletini arkasından tutan sevgi dolu ebeveynlere çok benzerdir. O denge bulunduğunda ebeveyn bisikleti bırakır. Bedenimiz giderek kendi dengesini buluyor ve sürdürüyor. Ama, bizim durumumuzda, Ruhumuz/BENLİĞİMİZ bisikleti bırakmıyor, bunun yerine, bizimle birlikte bisiklete atlıyor.

Kişisel dönüşümümüzün uzun süreci ile bir çok sıradan sorumlulukları dengelememizi sağlayan, her anımızı BENLİĞİMİZ ile paylaştığımızın bilgisidir. Dönüşümümüzün hızı artarken, dengemiz çok önemlidir, çünkü yeni İşletim Sistemimizin bakımının ve sürdürülmesinin el kitabını taşıyan BENLİĞİMİZ ile sürekli bağlantıyı devam ettirmek için özümüzde yaşamalıyız.

Yeni İşletim Sistemimizin yüksek frekanslı ışığını bütünleştirmemiz sırasında, gerçekliğin bir çok farklı frekanslarının olması gibi, ayrıca benliğimizin bir çok farklı frekanslarının olduğunu görürüz, ki bunlar kapana kısılmış, kurban, hayatta kalma benliğinden tamamen uyanmış, çokboyutlu, Ruh/BENLİĞE kadar olan bir genişliktedir. Yeni İşletim Sistemimiz kontrolümüzün konumunu (başlıca Beta – dalgası bilinç ile işlev yapan) hayatta kalma benliğinden çekip, (bilincin yüksek hallerinden işlev yapan) tamamen uyanmış BENLİĞİMİZE verir. Kontrol konumumuz kurban, hayatta kalma benliğimizin Beta – dalgası bilincinde olduğu zaman, tepki seçimlerimiz son derece sınırlıdır ve süregiden ikilemlerimize çözümler çok uzak ve/veya imkansız görünür.

Eski İşletim Sistemimiz, “elektrik” kaynağımızın (kontrol konumumuzun) benliğimizin dışında olduğu inancına dayanıyordu, yeni İşletim Sistemimiz kontrol konumumuzun şimdi dünyasal bedenimizin üstünde olmasından çok bedenimizin içinde olan gerçek, Çokboyutlu BENLİĞİMİZDE olduğu inancına dayanıyor. Başka deyişle, yeni İşletim Sistemimizi aktive etmek ve onu dünyasal benliğimize bütünleştirmek için, Yaratıcı Benliğimizi hatırlamalıyız. BENLİĞİMİZİN özünden işlev yapmak için, Alfa – dalgası bilincinde ve ötesinde kalmalıyız.

Alfa – dalgası bilinçte, yaratıcı gücümüzün merkezinden yaşarız ve dikkatimizi başlıca yüksek frekanslı ışığa ve o frekansın sevgi, zeka ve yaratıcılık ile rezonansa giren holografik projeksiyonuna veririz. Maalesef, hala korkudan ve çok çalışma yeteneğine çok değer vermekten zevk alan bir çok insan var. Bu nedenle, tam olarak işlevsel oluncaya kadar sessizlik içinde kalarak sürecimizi korursak en iyisidir. Sürecimiz ile övünmek ve hatta bunu bizi destekleyemeyenler ile tartışmak bile bizi dengeden çıkarabilir, çünkü onların şüphelerinin kuvveti içimizde küçük bir şüphe tohumunu ateşleyebilir. Sürecimizdeki bu şüphe bütünleştirme işlemimizin tamamlanmasına müdahale edebilir.

Gerçek Yaratıcı Benliğimize geri dönüşüm sürecimizde şüphe en kötü düşmanımızdır, çünkü korkunun bilincimize sızmasına ve Alfa – dalgası bilincimizin kollektif, Beta – dalgası bilincine geri düşmesine izin verir. O zaman ego güdümlü amaçlarımıza ulaşmak için çok çalışmanın İşletim Sistemine geri döneriz. Ruhumuza/BENLİĞİMİZE geri dönüşümümüzü destekleyebilen miktarda çaba yoktur. Bunun yerine, her an bizi çevreleyen Çokboyutlu BENLİĞİMİZİN Akışına güven ile yaşamalıyız. Kontrol konumumuz tam olarak uyanmış çokboyutlu BENLİĞİMİZDE olduğu zaman, birlik içinde ve tüm yaşamla şefkat içinde yaşarız – yeni İşletim Sistemimizin başlıca vaadi.

Modern günümüzde uyanmış olanlar artık geçmiş enkarnasyonlarımızda yaptığımız gibi manastıra kapanmış, dünyadan uzak hayatlar yaşamıyor. Bundan dolayı, çoğu zaman kim olmuş olduğumuz ve kim olmakta olduğumuzun arasında iken, bizi koruması için bir sistemin veya grubun desteğine sahip değiliz. Bu destek olmadan, BENLİĞİMİZDEN şüphe duymamız ve günlük hayatın zorlukları boğucu hale geldiği zaman sürecimizi yarıda bırakmamız kolaydır. O zaman bilincimiz düşer ve Alfa – dalgası bilinçten ve bize sunabileceği tüm spiritüel, zeki, yaratıcı çözümlerden yoksun kalırız. Bu olduğu zaman, en iyi eylem rotamız kendimize bilincimizin düştüğünü ve devam etmeden önce, bilincimizi Alfa – dalgası ve ötesine geri yükseltmemiz gerektiğini hatırlatmaktır.

Eğer bilincimizi yükseltmemize izin vermeyen bir durumda kapana kısılmış olduğumuza inanırsak, biliyoruz ki (a) çokboyutlu BENLİĞİMİZE bağlantımız olmadan çok uzun gittik, (b) büyük arınmanın ortasındayız ve/veya eski İşletim Sistemimizi bırakmak ve yerine yenisini getirmek için bir inisiyasyon deneyimliyoruz veya (c) düşük frekanslı bir gerçeklikte hizmet vermek için çağırılıyoruz. Nedeni ne olursa olsun, ilk eylem rotamız korkudan uzak durabilmek ve yavaşça yüksek bilincimize geri dönmek için derin ve yavaşça nefes almaktır.

Bilincin düşük halinden davranmaya zorlandığımıza inanıyorsak veya kendimize yardım edemiyorsak, bilincimizi yeniden yükseltebilinceye kadar bize yardımcı olması için çokboyutlu BENLİĞİMİZE yardım çağrısı gönderebiliriz. Yüksek rezonansımıza geri döndüğümüz zaman, şunları yapabilmemiz için bilgi almak için üzerinde düşünmek üzere zaman ayırmak faydalıdır, (a) BENLİĞİMİZDEN denge dışına düştüğümüz zaman, kısa sürede nasıl fark edeceğimizi öğrenmek, (b) bunlardan sevgi dolu, güvenli bir ortamda geçmek için olması yakın arınma ve inisiyasyonları ummak ve (c) düşük frekanslı bir gerçeklikte hizmet vermeye çağırıldığımız zaman yüksek frekanslı BENLİĞİMİZİ uzay giysisi gibi etrafımızda tutmak.

Biz foton kuşağına girerken, yeni İşletim Sistemimiz gerçekliğin farklı frekanslarını, ayrıca BENLİĞİMİZİN farklı frekanslarını kolayca algılayabilecek. Yüksek frekanslı ışık tarafından aktive edilen bu güçlenmiş algılar sadece beş fiziksel duyumuza erişen eski İşletim Sistemimiz için mevcut olmayan çözümleri bulmakta bize yardımcı olacak. Güçlenmiş bilincimiz, bilincin düşük hallerinde iken daha önceleri mevcut olmayan eylemlerin ve çözümlerin geniş düzenini bulmak için genişlemiş zihinsel ve duygusal yeteneklerimizi aktive edecek. Sıradan gerçekliğimize yeni İşletim Sistemimizi bütünleştirmek için, çok çalışmanın hiç bir miktarının yeni İşletim Sistemimizi destekleyemeyeceğini hatırlamalıyız. Artık arabamızı çekmesi için daha kuvvetli bir ata ihtiyacımız yok, çünkü şimdi arabamızın içinde motora sahibiz.

BENLİĞE geri dönmek için, varlığımızın özünden, yüksek kalbimizden ve üçüncü gözümüzden gelen Akışı salıvermeli, izin vermeli, teslim olmalıyız. Bilincimiz Alfa – dalgasının ve ötesinin kontrolünün içsel konumuna sahip olursa, Akışta merkezlenmiş kalabiliriz. O zaman bedenimiz düşüncelerimizin, duygularımızın, bedenimizin, organlarımızın, atomlarımızın ve DNA’mızın dönüşüm sürecinde merkezlenmiş olarak tepki verecektir. Bu merkez dengede bir geçiş yolu vardır, her eylemimizi ve düşüncemizi yönlendirmek için beynimize, omurga kordonumuza ve her sinire akan elektrik akımı için bir geçiş yolu olması gibi. Bu şekilde, yeni İşletim Sistemimizin tamamıyla dünyasal bedenimize bütünleşebilmesi ve yüksek frekanslı ışığı kabul etmek ve kullanmak için güncellenebilmesi için bedenlerimiz içeriden desteklenir.

Bilincimizin Alfa – dalgası bilinci ve ötesinde sabitlenmesi ile, İşletim Sistemlerimizde süregiden yeniden yapılanmanın ve geçişin farkında olabiliriz. O zaman, Beta – dalgası bilincin eski moduna programsız yavaşlamadan, vites küçültmeden sonra gerekli olan yüksek rezonansımıza geri ayarlanmayı daha iyi tolere edebiliriz. Ya otobanda beşinci viteste saatte 100 km gidiyorken, aniden direkt ikinci vitese düşürmeye karar verdiysek? Arabamıza ne olurdu? Bu benzetme, Alfa, Teta veya Delta beyin dalgalarında beşinci boyut ışığının otoyolunda yolculuk yaptığımız ve aniden üçüncü boyut Beta – dalgasına vites küçültmek zorunda olduğumuz zaman bedenlerimize olan şeye benzerdir. Bildiğimiz gibi, içinde yaşadığımız gerçeklik bu vites küçültmeyi talep edecektir, bu nedenle merkezlenmiş kalarak aracımızı hazırlamalıyız.

Ayrıca, beşinci boyutsal BİR ile hizada kalmak, egomuzun korkuya, strese ve çok çalışmaya ani düşüşü için gerekli olan nıhai korumadır. Eğer her günün başlangıcında benliğimize uyumlanırsak, bu bilgisayarımızı her açtığımızda yeni virüs koruma yüklemeye benzer. Ayrıca, sürekli olarak bilincimizi düşürmekle tehdit eden korkunun tetiklemelerini elemesi için algısal filtremizi ayarlayarak gerçeklik algılarımızı korumalıyız. Eğer gerçek bir acil durum ortaya çıkarsa, bedenimizin adrenalin akışı yaratacağından emin olabiliriz. Stres ve iş tarafından kapana kısılmış hissettiğimiz zaman, dış dünyamızın aslında beşinci boyuttaki ve ötesindeki gerçek, Yaratıcı Benliğimizden yarattığımız bir illüzyon, holografik bir yansıtma olduğunuzu hatırlayabiliriz. Algılamaya izin verdiğimiz kadar bir çok frekanslarda çalışan gerçekliğimizin bir çok versiyonları vardır. Gerçekliğimizin bu yüksek frekanslı versiyonlarını algılamak için bilincimizi yükselttiğimizde, düşük frekanslı gerçeklikten çıkıp yüksek frekanslı gerçekliğe girmeyi seçebiliriz.

ALFA’DA KALMAK

Bilincin Alfa – dalgası ve ötesi halini sürdürdüğümüz zaman, ışığın yüksek frekanslarının fiziksel gerçekliğimizin matriksine girebileceği bir ışık portalı, bir vorteks oluruz. Biz foton kuşağına daha da derin girdikçe artan şekilde bollaşan ışığın yüksek frekansları gittikçe ve güvenli bir şekilde kişisel ve gezegensel gerçekliğimizi yeniden ayarlıyor. Foton kuşağı eski İşletim Sistemimizi bırakabilmemiz ve yeni İşletim Sistemini daha tam olarak bütünleştirebilmemiz için, bize ışık hologramımızı yeniden başlatma şansı veriyor. Yeni İşletim Sistemini tam olarak yüklediğimizde ve onun için bir dosya açtığımızda, tam olarak işlevsel olmasından önce “bilgisayarımızı yeniden başlatmalıyız”.

Bu zamanda enkarne olan birçoğumuz bu holograma bir çok enkarnasyonlar için giriş yaptı. Kişisel ve gezegensel yeniden – başlatmaya yardımcı olmak, eski sistemimizi tahrip etmeden kişisel ve gezegensel İşletme Sistemimizi güncellemek için, dünyasal bedenimizin kademeli olarak daha fazla yüksek boyutlu ışığı kabul etmesi için ve sonra bu ışığı kendi yüksek boyutlu karşılığına dönüştürmeye (bilinçli veya bilinçsiz olarak) gönüllü olduğumuz kara parçalarına topraklamak için şimdi burada olmayı seçtik. Ayrıca, Gaia ile tam partnerler olabilmemiz için, bilincimizi Gezegensel Bilince yükseltmeye gönüllü olduk. Karşılık olarak, Gaia bütünleşmiş ışığını bizimle paylaşarak ve bizi kendi bedeni üzerindeki tüm insanlara, yerlere ve varlıklara bağlayarak bize yardımcı olacak.

Gaia Dünyadaki tüm yaşam matriksi için merkezi göbek olarak hizmet eder. İçsel Gezegensel Bilincimizde olduğumuz zaman, Gaia ile BİR’İZ ve bizi Kendi daha büyük ailesine, Galaksisine bütünleştirmesi için Onu çağırabiliriz. Bu şekilde, bilincimizi Galaktik Bilince genişletebiliriz. Şimdi birçoğumuz galaksiler arası varlıklardan, ayrıca Meleklerden ve Elohim’den mesajlar alıyoruz. Bu iletişimler vasıtası ile bilincimiz Kozmik Bilince genişliyor, ki bu boyutlararası yolcu BENLİĞİMİZİN tam hafızasını uyandırıyor.

Uyanmış olan bir çoğumuz artık üçüncü boyut Dünya ile rezonansa girmiyor, dördüncü boyut Dünya ve beşinci boyut Birlik ile rezonansa giriyor. Geçmiş enkarnasyonlarımızın artık yeniden oynatılması gerekmiyor, çünkü tamamlanmamış sorunlarımızın çoğunu çözdük. Çokboyutlu BENLİĞİMİZİN yüksek ışığını bütünleştirerek, kişisel dönüşüm semptomlarımızın çoğundan geçebiliyoruz ve gezegensel felaketlerin çoğunun Gaia’nın gezegensel dönüşümünün semptomları olduğunu kavrayabiliyoruz. Yavaşça, ama emin şekilde bedenimize ve gezegenimizin bedenine ışığın daha da yüksek frekanslarını bütünleştirerek bu büyük yeniden ayarlamaya yardımcı olmak için buradayız.

Alfa – dalgası bilinçte ve ötesinde kalabildiğimiz zaman, şu anda gerçekleşmekte olan ve gerçekleşmeye devam edecek olan gezegensel dönüşümün semptomları sırasında bağlantısız şefkatte kalabiliriz. Bu şefkatte, Gaia’nın gerçekliğin düşük frekanslarını (eski gezegensel İşletim Sistemini) yavaşça ve güvenli bir şekilde salıverdiğini ve yerine gerçekliğin yüksek frekanslarının ahengini (yeni gezegensel İşletim Sistemi) getirdiğini görebiliriz. Genişlemiş bilincimizle, dünya gezegenindeki yaşam oyununun yüksek frekanslı versiyonlarını bilinçli olarak algılayabiliriz. Bu algılar önemlidir, çünkü göremediğimiz bir gerçekliği nasıl seçebiliriz?

Ama, “gözü kapalı” iken bile, kalbimizi çağıran gerçekliğe, Akışa binmek için, BİR’İN akışına teslim olmayı her zaman seçebiliriz. Bu şekilde, mücadele ve çatışmada kapana kısıldığımızı hissettiğimiz zaman bile, kalbimizin çağrısına teslim olarak ve gerçekliğimizin yüksek bir frekansa taşınmasına izin vererek huzur ve sevgi dalgasını yakalayabiliriz.

BİR’DEN MESAJ

Size sürekli destek ve yardım sağlamak için bugün ve her zaman sizinleyiz. Hepimiz BİR’iz. Bu nedenle, ne zaman çağırırsanız siz o çağrıyı yapmadan işitilir ve yanıtlanır. O zaman, BİR’den yardım çağrısının fiziksel eylemi fiziksel gerçekliğiniz ile zaman ve uzayın ötesinde tınlayan BİR arasında bir iletişim portalı, solucan deliği açar. Bu portalı açarak, bilincinizi BİR’İN akışında tadını çıkarabileceğiniz ve bunun dünyasal bedeninize emilmesine izin verebileceğiniz süperbilinç moduna ayarlarsınız.

Bu iletişim portalı iki yönlüdür. Eşzamanlı olarak yaşam deneyimlerinizi BİR ile paylaşmanızı sağlarken, Ruhun aşılamasını maddeye gönderir. Bu portalı açarak, beşinci boyut ve ötesinden, ayrıca birinci boyutun ve altının kuantum dünyasının derinliklerinden holografik ışık bilgisinin bilinçli olarak süzülmesi için ayarlanan bir filtre yaratırsınız. Bu bilinç hali beyninizin daha büyük yüzdesine erişmenizi ve saklı potansiyelinizi tetiklemek için DNA’nıza ışığı kabul etmenizi sağlar.

Genişlemiş yeteneklerinizin başlatılması ile, üçüncü gözünüzün projektörü vasıtası ile çokboyutlu ışık-girişimini daha kolayca kabul edebilir, bütünleştirebilir, yorumlayabilir ve yansıtabilirsiniz. Bu şekilde dünyasal bedeninizi kullanması için Çokboyutlu BENLİĞİNİZİ davet edersiniz. İlk önce, Çokboyutlu BENLİĞİNİZİN yüksek BENLİK olduğu görünebilir. Ama, BİR’e açılan kapıyı ne kadar çok açık tutmayı seçerseniz, rezonant bilinciniz ve algı aralığınız, normal bilinç haliniz artık Beta beyin dalgaları olmayıncaya kadar daimi olarak değişmeye başlar.

Bunun yerine Alfa, Teta ve hatta Delta beyin dalgalarını normal bilinç haliniz olarak bilmeye başlarsınız ve Çokboyutlu BENLİĞİNİZ SİZ gibi hissettirir! Bu gerçekleştiği zaman, fiziksel dünyasal bedeninize özel dikkat göstermek zorunda olacaksınız. O genişleyen zihninize uyması için kuvvetlenmez, bedeninizin en zayıf link olduğu yerde dönüşümün semptomlarını yaşarsınız.

Bu semptomlar fiziksel dünyanızda BENLİĞİNİZ olmaya dönüşümünüzün bir işaretidir. Bu gerçekleştiği zaman, artık bir portal açmaya ihtiyacınız olmaz, çünkü siz portal OLURSUNUZ. Elbette, siz zaten bir portalsınız, ama “bir portal OLMAK” portalınızın açık olduğu ve gerçek BENLİĞİNİZİN bedeninize kumanda ettiği dünyasal zamanınızın yüzdesinin sessizce ve neredeyse gizlice arttığı anlamına gelir. En sonunda, bir gün veya bir an, insanlığınızın illüzyonu gerçek BENLİĞİNİZİN gerçeği ile tamamıyla yer değiştirir ve aniden enerji üstadı olmaya sıçrama yapmış olduğunuzu bilirsiniz.

Birçoğunuz 3B oyununun ayrılık ve sınırlamalarından yoruldunuz. Kurban olma programlarınızı sildiniz ve her anda gerçekliğinizi yarattığınızı kavradınız. Bu nedenle, yaşamın sizin yarattığınız şey olduğunu tamamen kavrarken, artık kazananların veya kaybedenlerin olmadığı oyunun sonraki seviyesine ilerlemeye hazırsınız. Yaşamınızı nasıl yaratmayı seçiyorsunuz? İki yönlü portal vasıtası ile BİR ile hangi deneyimleri paylaşmayı diliyorsunuz? Belki şimdi , portal sizde ilerlerken siz portalda ilerlemeye hazırsınız. O zaman siz programcı, oyuncu ve oyun iken, oyundan tamamen özgür olabilirsiniz.

Gerçek BENLİĞİNİZİN artan farkındalığı ile, zihniniz insan dilinin sınırlarının ötesine büyüyor ve yaratımlarınız gerçeğinizi konuşabiliyor. Sözcükler çok sınırlayıcı ve keşfettiğiniz kavramların çoğu insan düşüncesi için yeni. Ama, insan kalbi BENLİĞİNİZE içsel portal olan Üç Katlı Alevi, Atma’yı taşır. Bu portaldan tüm gerçeklikleri birleştiren BİR’İN koşulsuz sevgisi akar. İçine girmeyi, sevgiyi hissetmeyi ve bunu gerçekliğinize yansıtmayı seçebilirseniz, projeksiyon, aynı zamanda projektör olursunuz.

BENLİĞİMİZİN artan şekilde farkında olurken, holografik beynimiz ve holografik evren ile bilinçli bağlantımızı, ayrıca “çöp” DNA’mızda saklı potansiyeli yeniden kazanabiliriz. Çöp DNA’mız, DNA’mızın %97 sidir, bilim insanları henüz onun amacını bulamadı.

Kutsamalar ebediyen sizin olsun,
BİR

(Çeviri: Saffet Güler)