Dünyada Küresel İklim değişimi Problemleri ve Sonuçları Üzerine. Bu Problemleri Çözmenin Etkili Yolları

Yazdır Yazdır 

Dünyada Küresel İklim değişimi Problemleri ve Sonuçları Üzerine. Bu Problemleri Çözmenin Etkili Yolları

(Bu kitap 2014 yılında yayınlandı) 

Kitaptan alıntı …

“Dünyada Küresel İklim değişimi Problemleri ve Sonuçları Üzerine. Bu Problemleri Çözmenin Etkili Yolları” raporu, ALLATRA Uluslararası Halk Hareketinin stratejik planlama ve güvenlik departmanının kapalı toplantısında, ALLATRA UHH’nin Koordinasyon Merkezi Başkanı Kristina Kovalevskaya tarafından sesli okundu.

Materyal özetlenmiş versiyonda yayınlanıyor ve ALLATRA Uluslararası Halk Hareketinin katılımcılarına takdim edilmesine niyet ediliyor.

Küresel iklim değişimi 21 nci yüzyılın en önemli uluslararası problemlerinden biridir. Son yıllarda gözlenen felaketlerin dinamiklerindeki kapsamlı hızlı artış özellikle endişe vericidir. Bugün, Dünyadaki küresel iklim değişimi üzerine çeşitli kozmik ve jeolojik süreçlerin etkisinin ölçeğinin ve tüm faktörlerin yanlış anlaşılması ve hafife alınmasının büyük riski vardır. Sadece bir süre önce, 20 nci yüzyılın sonunda, bazı bilim insanları kademeli iklim değişimi hakkında çeşitli hipotezler ve teoriler ileri sürdüler. Ama pratikte, her şeyin biraz farklı olduğu ortaya çıktı. Dünyadaki doğal felaketlerin ve aşırı iklim olaylarının büyüyen sayısının kapsamlı analizi, ayrıca son yıllardaki kozmik ve jeofiziksel parametrelerin istatistiksel faktörleri kısa bir zaman periyodunda bunların önemli artışına doğru tedirgin edici bir eğilim gösterdi. Bu veriler 100 yıllık ve daha uzun bir periyotta Yerkürenin iklim değişiminin kademeli doğası hakkında bir sayıda bilim insanı tarafından ileri sürülen varsayımların yanlış olduğunu, gerçekte bu sürecin çok daha dinamik olduğunu belirtiyor.

Geçmiş yıllarda bir çok bilim insanının yaptığı hata, gezegenin küresel iklim sisteminin koşulları üzerinde Evrenin artan hızlanmasının, kozmik faktörlerin ve astronomik süreçlerin etkisini göz önüne almamalarıdır. Tüm bunlar, doğal olarak sadece Güneşi değil, aynı zamanda Güneş sisteminin diğer gezegenlerini de etkiliyor, buna Jüpiter gibi bir dev dahildir, gezegenimizden söz etmiyoruz bile. Dünya üzerindeki küresel iklim değişimi esasen astronomik süreçlerin ve bunların döngüselliğinin türevidir. Bu döngüsellik kaçınılmazdır. Gezegenimizin jeolojik tarihi, Dünyanın küresel iklim değişiminin bu tür aşamalarını zaten tekrar tekrar deneyimlediğini gösteriyor.

En son bilimsel veriler dikkate alınarak (fizik, astrofizik, kozmoloji, güneşten yayılan sismik dalgaların incelenmesi (helioseismology), yıldız içerisinde yayılan sismik dalgaların incelenmesi (asteroseismology) alanı ve gezegenlerin iklim bilimi dahil), kozmik faktörlerin etkisi oldukça geniştir.

Bugün, insanlık bu süreçleri etkileyemez, bundan dolayı Dünya üzerindeki gelecekteki olaylar ile bağlantılı olarak insanlar için bunların sonuçları, olası riskleri ve zorlukları hafife alınmamalıdır; bu olaylara kendimiz hazırlanmak zorundayız. Eğer geçmişte bilim insanları bu veya o zamanın sınırlı teknik araçları ve kaynakları ile yöneterek, araştırma ve gözlemlerin temeline dayanarak sonuç çıkartsalardı, bugün olasılıkların bilimsel yelpazesi çok daha geniş olurdu. ALLATRA Uluslararası Halk Hareketinin bilim insanları çalışma ekibi tarafından yapılan temel parçacıklar fiziği ve nötrino astrofiziği alanında en son araştırma ileri düzeyde temel ve uygulamalı araştırma için artan fırsatlar sunuyor…

Gerçekte, insanlığın 100 yılı veya 50 yılı bile yok!

Yaklaşan olaylar göz önüne alındığında, en fazla bir kaç on yılımız var. Son yirmi yılda son derece yüksek seviyede ilave ekzojen (dış kaynaklı) ve endojen (iç kaynaklı) enerjinin salıverilmesi, gezegenin jeofiziksel parametrelerinin endişe verici değişiklikleri ile, çeşitli gözlenebilir anormalliklerin ortaya çıkışı ile, aşırı olayların hızında ve ölçeğinde artış ile ve Dünya üzerinde atmosferde, litosferde ve hidrosferde doğal afetlerin düzensiz şiddetlenmesi ile kanıtlanmıştır. 2011’de bu sürecin, daha sık gerçekleşen güçlü depremler sırasında kaydedilen salıverilen sismik enerjinin ani yükselmeleri ile, ayrıca güçlü yıkıcı tayfunların ve kasırgaları sayısında artış ile, her yerde gerçekleşen fırtına aktivitesinde değişim ile ve doğanın diğer anormal fenomenleri ile kanıtlanan yeni bir aktif aşamaya girmeye başladığı biliniyor.

Bugün itibarıyla, gezegende göreli olarak kısa bir zaman periyodunda gerçekleşen çeşitli değişiklikleri kanıtlayan, dünya toplumunun hem iyi bildiği hem de az bildiği yeterli sayıda gerçeklere sahibiz. Bunların arasında: tektonik tabaka hareketinin hızlanması, süreçlerin aktivitesinin oranındaki büyüme, gezegensel ölçekte problemlerin şiddetlenmesi, buna sismik, volkanik ve güneş aktivitesi, Yerkürenin manyetik alanının değişmesi ve Yerkürenin manyetik kutuplarının sürüklenme hızı, Yerkürenin ekseninin değişmesi ve gezegenin yansıttığı ışık oranının ve yörünge parametrelerinin değişmesi dahildir. Bundan başka, yüzey sıcaklığında artış, kutuplarda donmuş toprakların erimesi, buz tabakalarının ve kutup denizi buzlarının alanında ve kütlesinde azalma, deniz ve okyanus seviyelerinin yükselmesi, nehir akışlarının değişimleri, ciddi iklim olgularının meydana gelmesi (kuraklıklar, seller ve tayfunlar) ve çok daha fazlası var. Bu nedenle, Dünyanın litosferinde, hidrosferinde ve atmosferinde gerçekleşen sayısız değişiklik gerçeği kaydedildi.

Küresel iklim değişiklikleri Dünyanın tüm kıtalarındaki insanların sağlığını, yaşama koşullarını ve geçimlerini etkiliyor. Küresel felaketlerin dinamiklerinin büyümesinde gözlenen artış, gelecek on yıllarda bunların bir bütün olarak uygarlık için küresel ölçekte felaketsel sonuçlara ve insanlık tarihinde eşi görülmemiş kurbanlara ve yıkıma yol açacağını gösteriyor. İnsanlık kaçınılmaz şekilde bu aşamanın zirvesine yaklaşıyor… Bugün, insanlık küresel iklim değişimi çağına girdi ve bu problem artık salt bilimsel bir problem olarak kabul edilemez. Bu sosyal, ekonomik ve ekolojik veçheleri kapsayan karmaşık disiplinler arası bir problemdir.

… Şu anda dünya toplumu için elde edilebilir olan küresel iklim değişimi hakkındaki halka açık bilgi bile insanlık için son derece olumsuz bir durumun gelişimini gösteriyor. Özellikle, farkında olduğunuz gibi, 31 Mart 2014 tarihli İklim Değişimi üzerine Hükümetler Arası Panel raporunda, yüksek seviyelerde küresel ısınma nedeniyle iklim değişiminin etkisinin şimdiden tüm kıtalarda ve okyanus bölgelerinde görüldüğünü ve dünyanın iklim değişimi ile ilişkili riskler için yeterince hazırlıklı olmadığını belirtiyor. Ayrıca bugün bile gözlenebilen iklim değişiminin sonuçlarının yerküresel ve deniz ekosistemlerini insanların bazı geçim yolu kaynaklarını, su rezervi tesislerini ve tarımı ve insan sağlığını etkilediğinden söz ediliyor. Bu, tüm dünyada insanların, toplulukların ve ekosistemlerin savunmasız olduğu, ama savunmasızlık seviyesinin farklı yerlerde değiştiği anlamına geliyor. Daha büyük ölçekteki değişikliklerin sonuçları beklenmedik, ciddi, yaygın ve tersine çevrilemez olabilir…

İklim değişimi apaçık ve artan şekilde tehdit edici hale geliyor. Onun zamansal ölçekleri hiç şüphesiz tüm ulusların güvenliği ve kaderi ile ilgili kararlar veren o bireylerin ortalama “siyasi ömrünü” aşıyor. Bugün, tüketici toplumun dünya politikası gerçek özünü ortaya sererek artan şekilde insan yüzünün maskesini kaybediyor. Çeşitli ülkelerin insanları için bugün hangi güvenlik önlemlerinin alındığını ve kimlerin “insanlar için endişe”nin arkasına saklanarak aslında kendi güvenliklerini sağladıklarını göz önüne almak yeterlidir.

Belirli uluslararası organizasyonların ve gelişmiş ülkelerin politikası, ayrıca onların sponsor oldukları bazı bilim adamları Dünyadaki küresel iklim değişiminin ana nedenlerinden birinin atmosfere sera gazı emisyonları ile ilgili olan doğa üzerinde antropojenik etki olduğu teorisini destekliyor. Kyoto Protokolü gibi (İklim Değişimi üzerine Birleşmiş Milletler Çerçeve Anlaşmasını genişleten) çeşitli uluslararası dökümanlar bu temel üzerinde geliştirildi. Ama, uygulama bu tür dökümanların etkisiz olduklarını gösterdi…

İronik şekilde, “antropojenik etki” gibi bir neden şüphesiz var, ama onun doğası yalnızca siyasi ve ticari. Gezegendeki iklim durumunu iyileştirmek için kitlelerin beklediği ilan edilmiş niyetleri yerine getirmek yerine, pratikte yöneticiler bu yükümlülüklerin yerine getirilmesini ticari bir projeye ve yalnızca belirli bireylerin zenginleşmesine yol açan emisyon ticaretine dönüştürdüler. Ne yazık ki, bu uluslararası belgeler sadece ticaret savaşlarında bir çekişme ve bu veya o ülkenin ekonomik politikasında baskı uygulayan bir faktör haline geldi. Gezegendeki bir şeyleri iyileştirmeye yönelik gerçek bir girişimden çok, belirli kişilerin ticari çıkarlarının peşindeydiler. Ne yazık ki, yine, burada tamamen insan faktörüne, belirli bireylerin bencil insani dürtüleri tarafından motive edilen kararların hakim olmasına sahibiz.

Maalesef, tüketici toplum dünyamız aslında yalnızca bunları başlatan, destekleyen ve teşvik eden o ülkelere kazanç sağlayan iklim hipotezlerini büyük ölçekte ilan ediyor ve teşvik ediyor. Bazı ülkelerin burada siyasi çıkarları varken, diğerlerinin ekonomik çıkarları vardır. Ve  genel olarak, bu küresel iklim değişimi ile ilgili temel sorunları ele almanın ütopik görüşüdür. Ancak, oldukça gerçek stratejik bir rekabet ve dünya güçleri arasında karşılıklı meydan okuma riskini artıran güç ve küresel etki için gizli mücadele vardır. Sistem teorisinden bilindiği gibi, yüksek gelir getiren herhangi bir fikir, büyük bir felaketin nedeni oluncaya kadar giderek daha karmaşık koşullarda kullanılmaktadır…

Küresel ölçekte insan aktivitesinin çevre üzerine olumsuz etkisi olduğuna şüphe yoktur. Ama bu etki, yakın gelecekte sadece büyüyecek olan ve dünyanın saygın bilim adamlarının hakkında yayın yapmaya devam ettiği bir dizi doğal faktörün etkisinin bir sonucu olarak gezegende olup bitenlerle karşılaştırıldığında minimum düzeydedir. Bugüne kadar, antropojenik etki yukarıda sözü edilen nedenlerle çok büyük afetlerin nedeni olmadı. Dünyadaki küresel iklim değişimi insan kontrolünün ötesindeki nedenler ile gerçekleşiyor ve yakın gelecekte uygarlığın hayatta kalması için gezegendeki tüm insanların çabalarının gerçek birleştirilmesini gerektiriyor. Gezegenin her sakini durup bunun hakkında düşünmelidir.

Gezegende döngüsel olarak gerçekleşen büyük ölçekli doğal afetler Dünyanın ve insan uygarlığının tarihinde tekrar tekrar meydana geldi. Ama eski küresel trajedilere tanıklık eden bu bilimsel bilgiden hangi dersleri öğrenebiliriz? Doğal afetlerin “devlet sınırları” yoktur – insanları bölmek ve onların üzerinde iktidara sahip olmak için yöneticiler tarafından icat edilmiş bu yapay olarak yaratılan düzen. Küresel afetlerin getirdiği sonuçlar ve talihsizlikler tek bir ülkenin “yuvasının” ötesine geçer ve o veya bu şekilde Dünyanın tüm sakinlerini ilgilendirir. Sismik ve volkanik aktivitede keskin bir artış belirli bölgelerde anında felaketsel sonuçlara yol açar. Tüm ülkeler Yeryüzünden silinir, insanlar ölür, birçoğu barınaksız kalır ve geçim sıkıntısı çeker, açlık ve büyük ölçekli salgınlar başlar…

Tarih bize insan toplumunun manevi ve ahlaki temelde birleşmemesinin ve gezegendeki, kıtadaki ve bölgedeki insanların büyük çaplı afet ve felaketlere hazırlık konusunda ortak eylemlerinin yokluğunun bu insanların çoğunun yok olması ile sonuçlandığını öğretti. Ve hayatta kalanlar tedavi edilemez hastalıklardan, salgın hastalıklardan ölürler ve savaşlarda ve geçim kaynakları için mücadele iç çatışmalarda kendilerini yok ederler. Çoğunlukla, bir felaket aniden ortaya çıkıyor, kaosa ve paniğe neden oluyor. Yaklaşan doğal tehlikeden önce sadece ileri hazırlanma ve dünyanın insanlarının birleşmesi  insanlığa hayatta kalma şansı ve gezegenin küresel iklim değişimi çağında zorlukları birlikte yenme olasılığı verir.

Bilimsel ve teknik ilerlemenin şu andaki seviyesi bazı gelişmiş ülkelerin Dünyadaki durumu uydular ile önemli ölçüde izlemelerini sağlıyor. Şimdi, gezegende bir bütün olarak veya belirli bir bölgede gerçekleşen süreçleri izlemeye ve tahmin etmeye yardımcı olan programlar seti ve iletişim sistemleri geliştirildi. Bu tür fiziksel değişiklilerin parametreleri kaydediliyor. Ama, mikrokozmosta ve makrokozmostaki fiziksel süreçler ile ilgili modası geçmiş bilgiye güvenen modern iklim bilimi aşırı doğal olguları olaydan çok zaman önce, önceden tahmin edemiyor.