HAYVAN ZİHNİ ve KİTLESEL KONTROL

Yazdır Yazdır 

Anastasia: En ilginç olan şey, bunun sadece kadim zamanlarda değil, ama şu anda hem dinlerde hem de ve kapalı gizli okült topluluklarda, örneğin Archonlar arasında  yapılmakta olmasıdır. Ve dünya toplumunun insan kurban etmeyi ve uzak geçmişin rahiplerinin benzer yabaniliğini uzun zamandır suç saydığı gerçeğine rağmen. Zamanında aynen benim için olduğu gibi, okuyucular için, bu tür kurbanların insanlığın tarihi boyunca neden yapılmakta olduğunu ve bu fenomenin neden insan toplumunda oldukça canlı olduğunu bilmenin çok ilginç olacağına eminim. Dini yapılarda neden buna çok fazla dikkat gösteriliyordu? Bu dünyanın maddesine hararetli hizmet için ruhsal bilginin böyle değiştirilmesinin kaynağı nedir?

Rigden: Bu elbette oldukça ciddi bir soru. Ama eğer bugün insanlar zaten bunun hakkında düşünmeye başlıyorsa, o zaman, belki, bunun küresel esasını aktarmaya değerdir. Maddi dünyada, bir kereden çok bahsettiğim tek bir Hayvan zihni vardır.  Bugün, modern bilim bile onun tezahürlerinin bazılarını kaydediyor, ki bunlar esasen yaşayan varlıkların topluluklarının davranışında görülebilirdir. Örneğin, hücrelerde bakterilerin yeterli çoğunluğunun (quorum) çoğalması ve saldırısından başlayarak ve hayvanların kollektif göçü, saldırganlığı, kendini-yok etmeleri ile bitirerek. Latince “quorum”, “ondan yeterincesi var” anlamına gelir, yani bir topluluktan yeterli sayı. Bilimde, bu olguya kollektif zeka deniyor. Yeterli çoğunluk duygusu (özellikle maddeye hükmetmeye, kontrol etmeye ve ele geçirmeye, ayrıca yok etmeye yöneltilen) hem mikro- hem de makrodünyada bir çok süreçleri kontrol eder. Örneğin, tıpta, kanser hücrelerinin zeki bir topluluk olarak birlikte hareket ettikleri gözlenmektedir. İlaca maruz bırakıldıklarında bile, birbirlerine sinyal aktarırlar ve bir süre için hareketsiz kalırlar; yani, “birlikte” ilacın etkisini bloke ederler. Her hücre, quorumdan (yeterli çoğunluktan) belirli sinyaller alırken, genel davranışa (kollektif zekaya) göre kendi davranış modelini değiştirir. Başka deyişle, bu, gerçekte, zeki bir organizmanın içindeki zeki bir organizmadır. Bugün biyoloji alanında, kollektif zekanın hakimiyetinin açıkça görüldüğü arı, karınca, fare, sıçan, yunus ve büyük memeli topluluklarının yaşamı ile ilgili çok fazla araştırma biriktirildi.

Bir maddenin diğeri üzerinde hakimiyetinin tezahürleri, uzay dahil her yerde vardır. Bu ayrıca astronomlar tarafından gezegenlerin ve yıldız sistemlerinin davranışında gözlenmektedir. Örneğin, bizden çok uzak olmayan, Samanyolu’nun yıldız kümelerinde, esasen vampirler olan dev yıldızlar vardır. Bunlar ikili yıldızlardır, yıldızlardan biri sadece, çok yakında yerleşik olan “partner”inden gaz şeklinde maddeyi kendisine çeker. Ve sonra bu yıldızı tamamen emer, sonuç olarak, kendi ömrünü uzatır ve bir süreliğine süper dev bir yıldız haline gelir. Maddenin hakimiyetinin aynı yasalarına göre, hepsi aynıdır. Dış uzayda gerçekleşen, yani, teknolojik kapasitenin yetersizlik seviyesi göz önüne alındığında bugün itibarıyla insanlığın hala araştıramadığı süreçlerde gezegenlerin ve galaksilerin topluluklarının kollektif etkisinden bahsetmiyorum bile. Ama bu olgular vardır ve bugün bile bunun çok fazla dolaylı kanıtı bulunabilir.

Bu nedenle, birleşik Hayvan zihnine itaat etme, kısmen maddi doğaya sahip olan varlıkların oluşturduğu insan toplumu dahil her madde için tipiktir. Tek bir Hayvan zihni (kendisinin) ortak kökenine ve kollektif formda ve bireysel zihinlerde kendi birimlerine sahiptir. Mecazen konuşursak, bu çok seviyeli yapıya ve organizasyona sahip olan bağımsız bir organizmaya benzer. Bu arada, “organizma” sözcüğü, “alet, enstruman” anlamına gelen Yunanca “organon” sözcüğünden türemiştir. Bunun yönetme yöntemindeki tüm karmaşıklığını ve tutunumunu anlamayı kolaylaştırmak için, tek bir bütün olarak işlev yapan insan bedeni örneğini vereceğim.

Beden organizasyonun farklı seviyelerine sahiptir (moleküler, hücresel, doku vs). Onun tüm biyolojik sistemlerinin çalışmasını koordine eden ve böylece bedenin yaşamını destekleyen ortak bir zihne (beyin) sahiptir. Ayrıca, organların tabi oldukları sistemler vardır. İçlerinde hücrelerin belirli genel bir ritimde çalıştıkları organlar vardır. Kendi yapısına ve çoğalma, var olma yeteneğine sahip olan organik bireyselliğin en düşük seviyesi olan hücre vardır. Ama aynı hücre organların bir parçasıdır, sistemin bir parçasıdır, bütün organizmanın bir parçasıdır. Maddenin birleşik Hayvan zihninin yapısında da aynıdır. Birbirleri ile yakın şekilde etkileşim kuran, böylece tek Hayvan zihnine tabi olan mikro- ve makro dünyada bütün sistemleri yaratan kollektif ve bireysel zihinlerin birçok birimleri vardır.

Rigden: Eğer insan sadece beden olsaydı, onu kontrol etmenin tüm ince nüanslarını kapsamlı şekilde bilirdi ve bedeninde sürekli olarak gerçekleşen çeşitli hayati fonksiyonların ve operasyonların onbinlercesini yöneterek yaşardı. Ama tek bir organizma olan beden esasen Kişiliğin bilincinden bağımsız olan modda işlev yapar. Ve insan ayna olmadan bedeninde ne görür?  

Burada ve şimdi açık gözler ile, görünür dünyada ne görüyor? Sadece, başlangıçta bu üç boyutlu dış dünyayı bilincinin “karanlık odasından” gözlemek için tasarlanmış iki “küçük pencere” (gözler) ile görmeye izin verildiği şeyleri görür. Kişilik, kendisi veya dünyanın çeşitliliği hakkında bu şekilde çok şey görür ve bilir mi? Düşünceler ve duygular onun bilincinin ürünü mü? Ve insan düşüncelerin ve duyguların nereden ve nasıl ortaya çıktıklarını biliyor mu?

Hayvan zihni kendi dalı vasıtası ile – maddi dünyanın parçası olan Hayvan doğası ile –  sürekli olarak insanı o veya bu şekilde etkiler. Çoğu durumlarda, insanlar bunu anlamazlar bile. Düşünceler sadece oradadır ve insan bunun kendi “malı” olduğunu düşünür. İnsanların, ikili doğalarını bilmedikleri ve doğal olarak, kendi içlerinde tüm bunları izlemedikleri zaman, kendi içlerindeki Hayvan zihninden gelen düşünceleri ve eylemleri yakalamaları zordur. Sonuç, Hayvan zihninin İradesinin tezahürlerini kendi düşünceleri, arzuları, duyguları vs olarak algılamalarıdır. Gerçekte, insan sadece kendi Seçiminde özgürdür, ama düşüncelerden özgür değildir, çünkü onun bilinci (Gözlemci) gerçekte bunları üretmez, o sadece iki akış arasında seçim yapar: Ruhsal doğadan (Onun İradesi) gelen düşünceler ve uyarılar veya Hayvan zihninden (onun İradesi) gelen düşünceler ve arzular. Yani, insan hoşuna giden İradeyi veya onu baştan çıkaran şeyi seçebilir ve bunu eyleme yol açan kendi dikkatinin gücüne uygulayabilir. Bu tam olarak insan Seçiminin anahtar anıdır.

Anastasia: Evet, insan sadece, bu veya o istila eden ruh halini, duyguyu, düşünceyi kabul edip etmeyeceğini seçer. Bir çok okuyucu gün boyunca kendi düşüncelerini izleyerek pratik terimler ile bunu anlıyor. Burada, örneğin, insanların mektuplarında tanımladıkları tipik bir durum var: “Bir çok kez, her şeyin iyi göründüğünü ve sonra aniden negatif bir düşüncenin veya duygunun ortaya çıktığını ve ruh halinin görünür neden olmadan umutsuz olduğunu fark ettim. Her şeye ilgisiz olma, ayrıca içsel gerilim, endişe ve korku hissi ortaya çıkıyor. Ama bunu istemedim, bu benim arzum olmadan sanki kendi kendine oluyor. En ilginç olan şey, eğer sadece aniden ortaya çıkan kötü düşünceleri veya duyguları görmezden gelmeye ve kasıtlı olarak iyi bir şeylere, örneğin iyi düşüncelere veya iyi eylemlere odaklanmaya  başlarsanız, o zaman, zamanla bu negatiflik geri çekiliyor, sanki bu durum hiç var olmamış gibi. Ve eğer kötü bir ruh haline boyun eğerseniz, kendiniz için üzgün hissetmeye başlarsanız, başka deyişle, eğer dikkatinizi olumsuz duygulara verirseniz, o zaman bu durum kötüleşiyor ve içinizde yaşamaya veya daha doğrusu hayatınızı bir parazit gibi zehirleme başlıyor. Bundan sonra, meditasyon yapmak için oturmak oldukça zor, sadece kendimi zorluyorum. Diğer taraftan, zaten ruhsal bir uygulama yapmakta olduğunuz zaman, burada sizin için değerli olan  içsel özgürlük haline, tüm var olan için yoğun Şükran ve Sevgi hissine, hislerin saflığına geçiş yapıyorsunuz…”

Rigden: Elbette, bu geçişte, Hayvan doğasından gelen düşüncelerin görmezden gelinmesi, Ruhsal doğanın hakimiyetinin seçilmesi ve onaylanması kendi üzerinde çalışmanın esasıdır. Hayvan zihni insanları kendi ruhsal doğalarına karşı gelmeye, sadece maddenin hakimiyetine, onun “bölünmezliğine”, “ölümsüz” maddi bedene inanmaya zorlar. İnsan bunalıma girdiği, kendini suçlama ile meşgul olduğu veya tersine, dünyasal şan, zenginlik vs edinirken maddi arzuların hayalleri ile kuşatıldığı zaman – tüm bunlar o anda, kendisi bunu fark etmeden, Hayvan zihninin İradesine tabi olduğunu ve onun sistemi tarafından kolayca kontrol edildiğini belirtir. 

Anastasia: İnsan, aslında, Hayvan doğasından gelen heyecan verici fikirler ve maddi arzuların varlığı ile Hayvan zihninin tezahürlerinin anlarını izleyebilir.

Rigden: Evet, ama insanın kendisinde bu tür düşüncelerin ve arzuların tezahürünü izliyor olması, ama bu sürece katılmaması ve onu kuvvetlendirmemesi şartıyla. İnsan hayatının Hayvan zihni tarafından kontrolü o kadar olağan ki, insanın kendisi pratik olarak bunu fark etmez, onun tezahürünü düşüncelerine, arzularına, alışkanlıklarına, karakterine vs bağlar. Ama Hayvan zihninin İradesine açıkça boyun eğme, psikologlar tarafından dışavurumcu kalabalık adı verilen şeyin eylemlerinde izlenebilir ve hatta daha fazlası – eğer onun aktivasyonunda anahtar an Hayvan doğasının hakimiyeti ise, harekete geçen kalabalığın eylemlerinde izlenebilir. Bu tam olarak Hayvan zihninin hakimiyeti ve onun “öfkeli” kalabalıkta kollektif zeka vasıtası ile tezahürüdür.

Genel olarak, “karakteri olan” tüm bireylerin bir kalabalık içinde “bireyselliklerini” çok çabuk bir şekilde kaybettikleri anlaşılmalıdır. Onlar kollektif zekanın ortak erime potasında şekillendirilebilir hale gelirler. Böyle bir ortamda, herkese genel heyecan, düşünmeden harekete geçme ve hızlı hareket etme, düşüncesizce karşılıklı cevap verme çabucak bulaşabilir. Esasen, kalabalıkta insanlar bireyselliklerini kaybederler ve bir kitle haline gelirler. Birey benlik-bilincini kaybeder ve onda kalabalığın ortak İradesi için tipik olan patlamalar ve duygular uyanır. Bundan başka, bu patlamalar ve duygular normal olarak onlar üzerinde uyguladığı kişi kısıtlaması ve günlük kontrol için olağan olana bağlı değildir. Yani, insanların ayrıca maddi dünyanın bir parçası oldukları gerçeği göz önüne alındığında, kollektif zeka (Hayvan zihnine tabi olma) insan toplumunun doğasında vardır.

İnsan kalabalıkta olduğu ve Hayvan zihninin İradesine tabi olduğu zaman ile insan bir grup insanın içinde olduğu, ama herkesin kendi gerçek bireyselliğini sürdürdüğü zaman arasında önemli bir fark vardır. İlk durumda, onun bilincinde Hayvan doğasının tam hakimiyeti gerçekleşir, bilinci daralır ve onda sadece maddi arzular, özendirmeler ve hayvan içgüdüleri aktiftir, oysa Ruhsal doğa bloke edilmiştir. Kalabalık içinde, birey Kişilik olarak ortadan yok olur; sadece tek bir Hayvan zihni olan kalabalığın organizması vardır. Ama insanda Ruhsal doğa hakim olduğu ve o benzer zihniyette insanlar grubu içinde olduğu zaman, örneğin, birlikte ortak iyi, yaratıcı çalışma yaptıkları zaman, kendi gerçek bireyselliğini sürdürür, bununla Kişiliğinin Ruh (Tanrı) ile bağlantısı kastediliyor. Dedikleri gibi onlar ile aynı dalga boyunda olan diğer insanları hissedebilirler, onların başarılarına sevinirler, ama bilinci hala genişlemiştir ve dikkati ve en derin hisleri vasıtası ile Ruh ile sürekli bireysel bağlantısını sürdürür. Benzer bir süreç ayrıca kollektif meditasyonlar sırasında insanların birlikte ruhsal bir uygulama yaptıkları, ama herkesin kendi Ruhsal doğaları ile kişisel bağlantıya sahip olduğu zaman gerçekleşir.

Rigden: Kesinlikle doğru. Temelinde Hayvan doğasının İradesinin duygu iletkeni ve ayrıca bir maddenin diğer madde üzerindeki hakimiyeti için etki ve mücadelenin aynı yasaları yatar. Ama insanlık, çoğunlukla Hayvan zihninin üzerindeki etkisinin genel bir fikrine bile sahip değildir, ancak, çeşitli türde kalabalık davranışı gibi onun izole edilmiş tezahürlerinin konusu, özellikle farklı ülkelerin istihbarat ajansları tarafından gayretli bir şekilde araştırılıyor. Bundan başka, bazı siyasi ve dini amaçlara ulaşmak için kalabalık içinde insanların bu tür bilinçsiz eylemlerinin gerçeğini kullanan teknolojilerin geliştirilmesi ve uygulama konulması vardır. 

Örneğin, en önemsiz sokak kazasının (örneğin diyelim ki trafik kazası) meraklı gelen geçenler şeklinde kasıtsız kalabalığı topladığı uzun zamandır bilinmektedir. Bu kalabalığa olan şeyle aynı türde duygular bulaşır, yani, psikologlar tarafından “döngüsel tepki” denen şey gerçekleşir (kalabalıkta büyüyen duygusal bulaşma). Bu, olağan olduğu gibi, kimin neyi, nasıl gördüğü ve kimin araba kullandığı, sürücünün nasıl döndüğü ve sürücülerden hangisinin suçlanacağı tartışması ile başlar. Ama duygusal tutkuların böyle şiddetlenmesi, kalabalığın istemsiz olandan (accidental (kazara) “oluş, vuku” anlamına gelen Latince “occasio” sözcüğünden), konusu yol kazasından yolların dehşet verici kalitesinden, kötü hayattan ve toplumda düzen yokluğundan kimin sorumlu olduğu suçlama oyununa değişerek dışavurumcu olana hızlı bir dönüşümü ile sonuçlanabilir. Eğer böyle duygular hararetlenirse, kalabalığın harekete geçen bir kalabalığa dönüşümünden uzak değildir.

Belki, tam olarak ne olduğunu daha iyi anlamak için, gizli servislerin kalabalık bulaşmasının böyle etkilerine dayanan değişen güç teknolojilerini nasıl kullandığının klasik bir şemasını tanımlayacağım. Bundan başka, bu yöntemler hem rekabet eden devletler tarafından ve hem de ülkenin farklı eyaletlerinde kendi servisleri tarafından uygulanıyor. Örneğin, başkentin farklı bölgelerinde yaklaşık aynı zamanda, “aniden” yol kazaları gerçekleşir. Doğal olarak, “seyircilerin” tesadüfi kalabalıkları ortaya çıkar, onların aralarında konuşmaları ile istemsiz kalabalığı harekete geçiren ve bunu bir rejimi devirip başkasını getirmek için darbelere ve huzursuzluğa yönlendiren uzmanlar bulunur. Ayrıca sadece başka araçlarla  ve diğer farklı planlarla, kitlelerde Hayvan zihninin tezahürüne neden olan benzer bir kalabalık bulaşması, dünyanın çeşitli ülkelerinde hazırlanmış ve yapay olarak yapılmış renkli devrimlerin serilerine kadar izlenebilir.

Anastasia: Üzücü olan şey, çoğu insanın bunun farkında olmaması ve sonuç olarak, böyle teknolojiler kalabalıkta hala işliyor. Eğer insan bunu bilseydi, başka birilerinin ellerinde başka bir piyon olmazdı, kendi Ruhsal doğasına yabancı olan İradeye boyun eğmezdi ve Kişiliğini maddi etkenlerin ağırlığı ile yükleyip onun aktif iletkeni olmazdı. Ama belki bu ayrıca, günlük yaşamda Hayvan doğasının düşünce ve duygularını tercih ederek yaşama alışkanlığından da kaynaklanmaktadır. Bunun yanısıra, insanlar başkalarının davranışını kopyalamaya eğilimlidir. Ve bu gün birçokları kendi düşüncelerinin temizliğini umursamıyor.  

Belki, toplumda “hayvani ruh halinin” iyi, ruhsal ve pozitif olan her şeyden daha sık ve daha hızlı aktarılmasının nedeni budur. Ve o nüfus arasında ateşleme fünyesi boyunca yanan ateş gibi yayılıyor. Bir çok insan böyle olgu ile karşılaşıyor, ama, maalesef, her zaman bunların farkında değiller. Örneğin, çoğunlukla onlara bugün veya yakın zamanda buluştukları, konuştukları ve negatif eylemlerinden veya sözlerinden kuvvetli bir şekilde etkilendikleri birileri hakkında anlatmaya başlayan arkadaşları veya yakınları ile karşılaşırlar. Ve ilginç olan şey, kişinin sadece “zihin huzurunu rahatsız edenin” sözlerini aktarması değildir, belirli sözcüklere vurgu vererek ve onun beden hareketlerini göstererek onun öfkesini kopyalamaya çalışmasıdır.

Başka bir deyişle, bu bilgiyi aktarırken, Hayvan zihninden gelen aynı duygular ve güç tarafından ele geçirilir. Bunun yanısıra, bunu kavramadan, bir iletken olarak, negatifliği zorla arkadaşlarına, işyerinde iş arkadaşlarına ve ev halkına aktarmaya, empoze etmeye çalışır. Genel olarak, dünya toplumunda bu olgunun ne kadar yaygın olduğu ve günde kaç kere farklı insanların insanlık ölçeğinde bunu yaptığı hesaba katıldığında, oldukça üzücü bir durum ortaya çıkıyor.

Rigden: Sadece, insanların bu tür durumların nedenini anlamaya, Hayvan zihninin İradesini görmezden gelmeye ve onun başka bir iletkeni olmamaya ihtiyacı vardır. Aksi taktirde, eğer o anda insan kişisel dikkatinin çoğunu örneğin, onu yakalayan konuşmaya verirse, o zaman bu ona bulaşır ve Hayvan zihninin başka bir iletkeni haline gelir. Böyle bir bulaşmanın sonucu olarak, çoğu kez Hayvan zihninden gelen bir hile ile ve her zaman duyguları aynı şekilde kopyalayarak insan bu “haberi” diğer arkadaşlarına anlatmaya can atar. Bunu bilmedikleri ve kendilerinde onun tezahürlerini izlemedikleri zaman insanlarda Hayvan doğası kuvvetlidir.

AllatRa kitabından